Yalan ve şiddeti kınamak icap eder mi? Tabii ki bunları, bunları oluşturan sınıflara ayrılmış toplumla aynı zamanda kınamak gerekir. Sosyal zıtlıklardan arınmış bir toplum elbette yalansız ve şiddetsiz olacaktır. Fakat buna ancak şiddet yöntemleriyle ulaşabiliriz. (Lev Troçki, Onların Ahlakı ve Bizim Ahlakımız (Leur morale et la nôtre, 1938, Pauvert, s. 69-70))
Buenos Aires kentinde 1 eylül tarihinde bir adam cumhurbaşkanı muavini Cristina Fernández de Kirchner’e (kısaca CFK olarak da bilinir) 32 kalibrelik bir tabancayla nişan almış fakat silahını ateşleyememiştir. Korumalar tarafından derhal silahı elinden alınan bu kişi polise teslim edilmiştir.
Emekçilerin, ne burjuvazinin farklı kesimlerinin çatışmasından ne de dengesiz birinin eylemde bulunmasından bir şey elde edemeyecekleri muhakkaktır, fakat olayı aydınlatmak için adalete ve polise itimat etmek gerekir mi? “Demokratik” burjuva partilerin bildirilerine iştirak etmek icap eder mi? Onlarla gösteri yapmak gerekir mi? Grev yapmak lazım mıdır?
CGT ve CTA bürokrasileri grev çağrısında bulunmuşlardır
İlk incelemelere göre, saldırgan 35 yaşında sınıfından düşmüş, Nazi dövmesi taşıyan bir “death metal” dinleyicisidir. Onun herhangi bir gizli servis veya ekonomik zorluklara ve IMF’in dayatmalarına karşı Arjantinli burjuvazinin birbiriyle çekişen fraksiyonlarından birisi tarafından maşa olarak kullanılıp kullanılmadığını bilmek zordur.
Hedef, belli bir tabanı muhafaza etmiş ancak eski burjuva bir partinin yani Partido Justicialista’nın (Adaletçi Parti, PJ) önde gelen bir yöneticisidir. Bu parti, Frente de Todos (Herkesin Cephesi, FdT) isimli seçim koalisyonunun başındadır. Bu, tüm Peronist klikleri (PJ, FR, PCET, CF, Kolina, FV, NE, FG), diğer geleneksel burjuva partinin kalıntılarını UCR (PCForja, PI), Stalinizm’den gelen partileri (PCA, PCR-PTP) birleştiren ve sendikal bürokrasilerin destek verdiği bir tür halk cephesidir.
Fernández-Kirchner hükumeti 2019 senesinden beri Arjantin burjuvazisinin işlerini yönetmekle kalmayıp, yakın geçmişte IMF’in planını uygulamayı bir kredi karşılığında kabul etmiştir. Tedbirler arasında enerjiye verilen sübvansiyonların azaltılması da bulunmaktadır, halbuki enflasyon bir seneden beri %83,6 seviyesindedir (INDEC, 14 ekim 2022).
IMF, Arjantin için ikinci defa 4 milyar doların kasadan çıkmasına yeşil ışık yaktı. Bu anlaşmaya göre, Arjantin bütçe açığının GSMH’nın %2,5’ini aşmayacağına söz verdi. Ayrıca kamu harcamalarının parasal finansmanının ciddi bir şekilde azaltılması da gerekecek. Ayrıca 2021 senesinde GSMH’nın %2,5’ine tekabül eden enerji sübvansiyonlarının azaltılmaları da gerekecek. (Les Échos, 13 haziran)
Ne maaşların oynak merdiven sistemine geçmesi ne de IMF’in planına karşı grev çağrısında bulunmayan sendikala yönetimleri (CGT, CTA Trabjadores, CTA Autonoma), hemen ertesi gün yani 2 eylül tarihinde grev yapma çağrısında bulunmuşlar ve aynı gün de Kirchner’in partisiyle sokaklarda gösterilere iştirak etmişlerdir.
Partido Comunista de la Argentina (Arjantin Komünist Partisi, PCA), “saldırıyı şiddetle kınadığını ve Cristina Fernández de Kirchner ile tam dayanışmasını” ifade etmiş, “tüm halk kuvvetlerini demokrasinin müdafaası için ve halk tarafının gerek erkek, gerekse kadın yöneticilerinin fiziki olarak ortadan kaldırılmasına karşı birliğe” çağırmıştır. (PCA, 1 eylül).
PO ile PTS’nin saldırıya karşı derhal verdikleri tepki
Kirchner, 2019 tarafından mahkemede yargılanmaktadır. Bundan dolayı temkinli bir şeklide kişisel servetini çocukları arasında paylaştırmıştır. 23 eylül tarihinde, “kanun dışı organize olmak ve ağırlaşmış hileli yöneticilik” sebebiyle görülen davası sırasında söz alarak, cumhurbaşkanı muavini bu hukuki süreci kendisine yapılan öldürmeye teşebbüs ile ilişkilendirmiştir.
Hukuk çevreleri, herkesin her şeyi düşünüp her şeyi yapmaları için sosyal müsaadeyi vermektedir… 1 eylül tarihine dek, bunun beni karalamak için yapıldığını düşünüyordum… fakat bunun arkasında başka bir olabileceğinin farkına vardım. (Cristina Fernández de Kirchner, Le Monde gazetesinin alıntısı, 26 eylül)
Partido de los Trabajadores Socialistas (yani Sosyalist Emekçiler Partisi, PTS), senelerdir Kirchner’in yolsuzluk sebebiyle suçlanmasına karşı çıkmaktadır, sanki burjuva siyasetçiler zenginleşmiyormuş gibi.
İktidarda yer değiştiren büyük partiler siyaseti bir işe dönüştürmüş kişilerce yönetilmektedir… bu kişiler, devletin kuvvetine sahip olabilmek için ve bunu en yozlaşmış yöntemlerle en utanç verici hedeflerine ulaşmak için sömürmektedirler, milletse sözüm ona hizmetinde olan ancak işin aslında kendisine baskın çıkan ve kendisini yağmalayan bu siyasetçi kartellerine karşı aciz kalmaktadır. (Friedrich Engels, 1891 Alman baskısına giriş (« Introduction à l’édition allemande de 1891 »), 18 mart 1891, Fransa’da İç Savaş (La Guerre civile en France), Éditions sociales, 1972, s. 300-301)
Arjantin’li FIT’nin tüm bileşenleri derhal bu başarısız saldırı teşebbüsü mevzusunda tavır almışlardır, bunun bir dengesizin işi veya baskın sınıf arasında bir hesaplaşma olup olmadığını bilmeden. 2011 senesinde kurulan Frente de Izquierda y de los Trabajadores–Unidad (Sol ve Emekçiler Cephesi – Birlik, FIT-U) dört teşkilatın (PTS, PO, IS, MST) kurduğu sadece seçimlere odaklanan bir bloktur ve son seçimlerde reylerin %3,2’sini alarak milletvekilleri kamarasında 4 koltuk elde etmiştir.
PTS’ye göre, her türlü siyasi cinayeti kınamak “İhtilalci Marksizm geleneğinden” gelmektedir.
İhtilalci Marksizm geleneğine uygun olarak PTS bu cinayet teşebbüsünü şartsız kınar… Saldırıyı şiddetle kınıyoruz ve aydınlatılmasını talep ediyoruz. (PTS, 2 eylül)
Movimiento Socialista de los Trabajodores (Emekçilerin Sosyalist Hareketi, MST), PTS’nin resmi terimlerini kullanmaktadır.
FIT Birlik’e mensup MST cumhurbaşkanı muavinine yapılan saldırıyı şiddetle kınar ve ciddi bir soruşturma talep etmektedir. (MST, 2 eylül)
Daha da kötüsü, Izquierda Socialista (Sosyalist Sol, IS) gerek burjuva yöneticilere karşı olsun, gerekse işçi hareketinin militanlarına yönelik olsun, her türlü saldırıyı eşdeğer tutmaktadır.
Izquierda Socialista, siyasi, sendikal ve sosyal yöneticilere karşı yapılan her türlü saldırı gibi çok ciddi bir eylem olan bu cinayet teşebbüsünü kınamaktadır.
PTS’nin bir yöneticisi, siyasi silahlı saldırıları faşizmle denk tutmaktadır.
CFK’ya yapılan saldırı yöntem olarak faşisttir, her ne kadar suçlu bağımsız biri olsa bile, ki bunu teyit etmek gerekir. (Fredy Lizarrague, Twitter, 2 eylül)
Silahlı bir siyasi saldırı hakkında hakikati öğrenmek için burjuva devletin adalet ve baskı aygıtına itimat etmek saflıktır. Burjuva demokrasisi dahilinde doğru talep, parlamentonun soruşturmada bulunmasını istemek ve polis ile adalet sistemini mümkün olduğu kadar milletvekillerinin kontrolüne geçirmektir, ki PTS, PO, IS ve MST bunu yapmamaktadırlar.
NMAS, Frente de Todos ile gösterilere iştirak etmiştir
Saldırının ertesi günü federal hükumet ve Frente de Todos (Herkesin Cephesi, FdT) tarafından “milli birlik” ile “sosyal barış” için tertip edilen gösteriye FIT teşkilatları haklı olarak iştirak çağrısı yapmayı reddetmişlerdir.
Şayet Cristina Kirchner muhalefette veya IMF’e direnen bir hükumetin başında olsaydı, PTS ile PO belki de PJ ve sendikal konfederasyonların baskısına dayanamayabilirlerdi. Mart ayında IMF’in planını kabul eden burjuva hükumete mensup olduğundan dolayı, hükumetin çağrısına uyarak PJ ile beraber gösterilere iştirak etmek bu teşkilatlar için zordur. Buna rağmen “Troçkist” bir teşkilat olan Nuevo Movimiento al Socialismo (Sosyalizm İçin Yeni Hareket, NMAS), PCA gibi bu eşiği aşmıştır.
Bu şok, cinayet teşebbüsünü Arjantinli emekçiler ve halkın demokratik hürriyetlerine bir saldırı olarak tanıyan yüz binlerce kişiyle Plaza de Mayo meydanını dolduran, demokratik hürriyetleri müdafaa etmeyi amaçlayan devasa bir seferberlik başlattı. (NMAS, 2 eylül)
Ama hangi hürriyet tehdit altındadır? İktidardaki hükumete sahip çıkmak nasıl olacak da demokratik hürriyetleri muhafaza etmeye imkan verecektir?
PO ile PTS, PJ’nin “sosyal barış” için teklifine kabul reyi vermişlerdir
Ertesi gün yani 3 eylül tarihinde, Buenos-Aires yerel parlamentosunda (La Legislatura) PO’nun iki vekiliyle (Gabriel Solano, Amanda Martin) PTS temsilcisi Alejandra Barry, burjuva partilerle beraber (Libertad Avanza yani Hürriyet İlerliyor adını taşıyan faşizme kayan parti istisnası haricinde) FdT hükumet koalisyonunun teklifine kabul reyi vermişlerdir.
Beyanname, Frente de Todos’un verdiği bir tekliften yola çıkılarak son halini almış ve el kaldırılarak yapılan oylamada çekimser rey kullanan Libertad Avanza temsilcileri istisnasıyla mevcut temsilciler ve bloklar tarafından kabul edilmiştir. Ne var ki beyanname lehine rey kullanan Frente de Izquierda (FIT) temsilcisi Gabriel Solano, “Bir halktan barış içinde olmasının istenemeyeceğinden, aksine ona mücadele etme hakkı tanınması gerektiğinden dolayı toplumsal barışa soyut göndermeler yapılmamasını” talep etmiştir. (El Argentino Diario,3 eylül)
PO ile PTS’nin siteleri kabul ettikleri beyannameyi tanıtmaktan imtina etmişlerdir.
Demokrasiye dönüşten beri halkımız geçen gece meydana gelen olay kadar abes bir şeye şahit olmamıştır… Saldırı, kurumsal açıdan son derece ciddi bir eylemdir ve 40 seneden beri ülkemizin demokratik hayatına yapılan belki de en kötü saldırıdır… Bu tarihi anın hakkını vermemiz gerekir, istisnasız tüm siyasi partiler en şiddetli biçimde kınamalıdır… Demokrasiye meydan okunmuştur, tüm vatandaşlar bu korkunç eyleme ve beraber yaşamamız ile toplumsal barışı tehlikeye atan her türlü eylem ve söyleme karşı tavır almalıdır. (Primera Noticia, 3 eylül)
Hangi “toplumsal barış”? 1 eylül tarihinde amatör terörist cumhurbaşkanı muavinine ateş etmede muvaffak olamamıştır. İki ay sonra, başkentin banliyösü olan La Matanza’da narkotik bir operasyon esnasında polis hata yaparak Esteban Bellido isimli işçiyi öldürmüştür. Ertesi gün, 1 kasım tarihinde sağlık emekçisi olan Jorge Horacio Rodríguez, Buenos-Aires kentinin Palermo mahallesindeki iş yerinde talep içeren bir toplanma esnasında yüzüne doğru hava basınçlı tüfekle iki el ateş edilmesiyle mağdur olmuştur. Kimse grev veya gösteri çağrısında bulunmamıştır…
Kirchner’in PJ’si tarihi olarak siyasi şiddetle ilişkilidir
Arjantin kapitalizmi, 1929 senesindeki küresel kapitalist kriz sırasında ve cihan harbi esnasında sanayileşmeden istifade etmiştir. Proletarya büyümüş ve sendikalar kuvvetlenmiştir.
Geri kalmış ülkelerde milli burjuvazinin zayıflığı, demokratik hükumet geleneklerinin eksikliği, ecnebi emperyalizmin baskısı ve proletaryanın görece süratli gelişmesi istikrarlı demokratik bir rejim için her türlü temeli imkansız kılar. Sömürge ve yarı sömürge hükumetleri genel olarak Bonapartist veya yarı Bonapartist bir tabiata bürünür. Arlarındaki fark, bazılarının işçi ve köylülerde destek arayarak demokratik bir istikamette ilerlemeye teşebbüs etmeleri, diğerlerinin ise asker ve polise dayalı bir diktatörlük kurmalarıdır. Bu, aynı zamanda sendikaların kaderini de belirler: ya devletin himayesinde olurlar, ya da acımasız bir baskıyla karşı karşıya kalırlar. (Lev Troçki, Düşüşteki Emperyalizm Döneminde Sendikalar (Les syndicats à l’époque de la décadence impérialiste), 1940, SELIO, s. 28-29)
1943 senesinde (gizli bir şekilde Grupo de Oficiales Unidos grubunda örgütlenmiş) ordunun bir bölümü darbe yapmıştır. Cunta, Arjantin’deki baskın emperyalist kuvvet olan Büyük Britanya’ya cihan harbinde yedeklenmeyerek milli hissi pohpohluyordu. Çalışma bakanı albay Juan Perón, hâlâ etkili olan anarkosendikalistlerin ahmak bir şekilde siyasete karışmamasından ve en önde gelen burjuva parti ile ittifak yaparak ülkenin harbe girmesini isteyen ve sosyal talepleri frenleyen Partido Socialista (Sosyalist Parti) ve PCA (Arjantin Komünist Partisi) reformist partilerine duyulan itimatsızlıktan istifade ederek sendikal ve popüler bir taban edinmiştir.
Ekonomik ve sendikal tavizlerle Perón, CGT sendikasını, aygıtının büyük bir kısmının desteği ile ele geçirmiş, ardından 1946 senesinde cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmıştır. Böylece, Amerika Birleşik Devletleri veya Kanada’da Kebek’te olduğu gibi burjuva bir parti, Avrupa’da, Brezilya’da, Şili’de… reformist partilerin doldurduğu yere benzer bir yeri doldurmuştur: emekçilerin reylerini almak ve kitle sendikalarını doğrudan kontrolü altında tutmak. Tüm bunlar, Partido Justicialista’dan Lenin’in dediği gibi bir “işçi burjuva parti” ortaya çıkarmamaktadır, daha ziyade bir tür Kuomintang’dan bahsetmek mümkündür.
Fakat 1949 senesinden itibaren ekonomik büyüme yavaşlamış ve enflasyon büyük yıkımlara yol açmıştır. Hükumet 1950 senesinde demiryolları çalışanlarının genel grevini bastırmış, 1951 senesinde maaşların artmasını bloke etmiştir. O vakit Amerikan devleti Latin Amerika’nın kontrolünü ele geçirmişti. Perón buna boyun eğdi: 1950 senesinde hükumet Amerika Birleşik Devletleri’nin Kore’deki harbini desteklemiş, ekonomiyi çok uluslu firmalara açmış ve emperyalizm karşıtlığı mevzusunda sesini kısmıştır.
Burjuvazinin komprador bölümüyle Katolik Kilisesi hükumete karşı çıkmış, Perón karşıtı bombalı saldırılar çoğalmış, deniz kuvvetlerinin darbe teşebbüsü yüzlerce sivili katletmiş ve muvaffak olamamıştır. Bunlara cevap olarak Perón, muhalifleri tasfiye etme tehdidinde bulunmuştur.
Şiddete daha yüksek bir şiddetle cevap vereceğiz… Kamu düzenini her kim bozmaya yeltenirse… nerede olursa olsun her bir Arjantinli tarafından öldürülebilecektir… Bizim verdiğimiz her bir zayiat için onlardan beşi ölecektir. (Juan Perón, “Nutuklar”, (« Discours »), 2 eylül 1955, Alain Rouquié’nin alıntısı, Perón’un Asrı (Le Siècle de Perón), Seuil, 2016, s. 107)
Birkaç gün sonra generaller iktidarı ele geçirmişlerdir. 1962, ardından da 1966 senelerinde, sürgündeki Perón ile ülkedeki sendika bürokratlarının desteğiyle, bunu tekrar etmişlerdir.
Siyasi ve sendikal Peronizm, eğilimi ne olursa olsun, darbeyi desteklemiştir. Perón bizzat buna yeşil ışık yakmıştır… radikallerden aldığı intikamın keyfini çıkarmıştır. (Alain Rouquié, s. 138)
Başka bir deyişle, Kirchner’in partisi o zaman seçilmiş bir hükumete karşı silahlı şiddeti desteklemiştir. 2022 senesinde onun demokrasiye dair beyannamelerini kabul etmek (PO, PTS) veya onun çağrısıyla demokrasi için gösterilere iştirak etmek (NMAS) gülünç değil midir?
Ekonomik, sosyal ve siyasi çelişkiler cuntayı zayıflatmıştır. Bilhassa 1969 senesinin mayıs ayında bir genel grev ülkeyi sarsmış ve nüfus Cordoba’da ayaklanmıştır.
Sosyal uyumu kuracağını iddia eden sistemin güvenilirliği, ekonomik vaziyetin kötüleşmesiyle ve hükumetin sert tavrıyla tamamen kaybolmuştur. Ajitasyon yeniden başlamıştır. Çok sert grevler her yerde baş göstermeye başlamıştır. Ayrıca CGT önderliğinde sıklıkla toplanan ve yüz binlerce Arjantinliyi ihtiva eden kitle gösterilerinde Perón şiddet çağrısı yapmıştır. Rakiplerini onları yok etmekle tehdit etmeye tereddüt etmemiştir. (Alain Rouquié, Arjantin Cumhuriyeti’nde Askeri İktidar Ve Siyasi Toplum (Pouvoir militaire et société politique en République argentine), FNSP, 1978, s. 400)
Perón, neredeyse tümü dini vecibelerini yerine getiren Katolikler ve bazıları da faşist olan genç partizanlarını Küba’ya talim yapmaya bile göndermiştir. Bu şekilde hazırlanan Montoneroslar 1970 senesinde eski bir cumhurbaşkanı olan ve 1955 senesinde Perón’u deviren general Aramburu’yu kaçırıp öldürmüşlerdir. 1972 senesinde Peronist FAR kuvvetleri “yıkıcılara karşı mücadele” mesulü general Sánchez’i tasfiye etmişlerdir. 1973 senesinde FAR kuvvetleri Monteneros ile birleşmiştir. Liderleri, 1973 seçim kampanyasında işçi sınıfının milletin başına gelmek için çok zayıf olduğunu iddia etmiştir.
General Perón, emperyalizm karşıtı birleşik cephe stratejisini öne çıkarmaktaydı… ki bu strateji henüz icap ettiği gibi teşkilatlanmadığı ve temsil edilmediği için işçi sınıfının yönetmediği bir sınıflar ittifakı şeklini almaktaydı. (Mario Firmenich, “Nutuklar” («Discours ») El Descamisado nº 15, 28 ağustos 1973)
Perón 1973 senesinde tekrar cumhurbaşkanı olduğunda, López Rega’ya ve onun Alianza Anticomunista Argentina teşkilatına (Arjantinli Komünizm Karşıtı İttifak, AAA) artık can sıkıcı olan Monteneros kuvvetlerini kontrol altına alma ve ihtilalci işçi militanları tasfiye etme vazifesini vermiştir. AAA, polislerden, casuslardan, sendikal bürokratlardan ve haydutlardan oluşan bir ölüm birliğiydi.
1973 senesinde işçi sınıfıyla küçük burjuvazinin kitlesel reyleriyle seçilen Perón onlara karşı baskıya başvurmuştu… Bunun mesuliyetini, deniz kuvvetleriyle irtibatta olan federal polis ile “polise yardımcı gruplar” üstlenmişti… : ihtilalci militanların kaçırılması ve onlara işkence yapılması, solcu siyasilerin evlerine veya arabalarına bombalı saldırılar, mücadeleci siyasi ve sendikal lokallere karşı bombalı veya silahlı saldırılar. Tabii ki, bunların failleri hiçbir zaman bulunamamıştı. (François Gèze & Alain Labrousse, Arjantin, ihtilal ve karşı ihtilaller (Argentine, révolution et contrerévolutions), Seuil, 1975, s. 213-214)
Burjuva siyasi şiddet, Perón’un ölümünün ardından dul karısı tarafından devam ettirilmiştir. PJ ile CGT dahilinde bile klikler birbirini katletmekteydi.
Proletaryanın ve partisinin yerine koyacağının arayışındaki Morenizm
Yeni din değiştirenlerin hevesiyle, bir Fransa’nın AB’den çıkması yanlısı şunu ilan etmiştir: “Arjantinli Nahuel Moreno, Troçkizm’in çeşitli revizyonizm şekillerine direnmiştir” (Jean Dugenêt, Médiapart Sitesi, 8 şubat 2021). İşin aslında, Moreno’nun denemediği revizyonizm şekilleri gayet azdır.
1949 senesinden itibaren 4. Enternasyonal yönetimi, Stalinizm ile burjuva milliyetçiliğe intibak etmiştir. 1951 senesinde, 3. küresel kongre esnasında, genel sekreter Pablo programı revize etmiştir. Ortodoks söylemlerin yanında, (siyasi ihtilal ve Stalinist bürokrasinin devrilmesi yerine) SSCB’nin reformu stratejisi ile (sürekli devrime karşı hakikatte milli burjuvazi ile ittifakı içeren) ezilen ülkeler için emperyalizm karşıtı birleşik cephe stratejisini programa sokmuştur. Her ne kadar Pablo utangaç bir şekilde “küçük burjuvazinin emperyalizm karşıtı hareketinden” veya “radikal küçük burjuva hareketlerden” bahsetse de (4. Enternasyonal’in Kongreleri (Les Congrès de la 4e Internationale), La Brèche, c. 4, s. 284), kararnameler hepsi burjuva milliyetçi partiler olan Perulu APRA’dan (s. 185, 289, 292), Bolivyalı MNR’den (s. 185, 289, 290, 291, 292), 1945 ila 1948 senelerinde iktidarda olan Venezuelalı AD’den (s. 289), Brezilyalı PTB’den (s. 289) bahsetmiştir. Pablo, 1963 ila 1965 senelerinde bizzat burjuva Cezayir hükumetinin danışmanı olmuştur. Arjantin’de bu, Peronizm’e yönelme manasına geliyordu.
Arjantin’e gelince, kuvvetlerimiz Peronizm etkisindeki işçilerde bir sınıf akımı oluşturmaya çalışacaklardır (« 4. Enternasyonal’in beynelmilel perspektifleri ve yönleimi mevzusunda tezler ve karar (« Thèses et résolution sur les perspectives internationales et l’orientation de la 4e Internationale »), eylül 1951, 4. Enternasyonal’in Kongreleri (Les Congrès de la 4e Internationale), La Brèche, 1989, c. 4, s. 185)
Program, geniş anlamda, kitlelerin isteklerini ifade eden her türlü kitle teşkilatının her türlü kitle hareketinde her türlü sekterlikten uzak bir iştirak ve faaliyetle ortaya koyulmalıdır, mesela Peronist sendikalarda… (Latin Amerika’ya Dair Karar (« Résolution sur l’Amérique latine »), s. 288-289)
Nahuel Moreno’nun Arjantinli POR’si, Peronizm’e en düşman Troçkist grup olduktan sonra 1954 senesinde 180° bir dönüşle PS’nin Peronizm yanlısı bir parçasına (PSRN) katılmıştır. Her ne kadar aynı sene (1953 senesinde PCI/Fransa, MAS/İsviçre ve SWP/Amerika Birleşik Devletleri tarafından oluşturulan) 4. Enternasyonal Beynelmilel Komitesi’ne katılsa da, bölgesel ölçekte Moreno kendi hesabına SLATO-CI’yi (Secrétariat latino-américain trotskiste orthodoxe de la 4e Internationale yani 4. Enternasyonal’in Latin Amerikalı Ortodoks Troçkist Sekteryası’nı) oluşturmuştur.
1956 senesinde Moreno. Peronistler ile beraber “general Perón’un disiplini altında” bir teşkilat kurmuştur. Bu hareketleri 1920’li senelerde Britanyalı komünistlerin İşçi Partisi’ne bağlanma talepleriyle veya Leninist Bolşeviklerin 1930’lu senelerde sosyalist partilere katılmalarıyla mukayese etmek kötü niyetliliktir.
Asla, hiçbir durumda, proletaryanın partisi başka bir sınıfın partisine katılamaz. Komünist siyasetin ilk ve belirleyici şartı kararlı bir şekilde bağımsız bir proletarya partisidir. (Lev Troçki, “Çin’deki Vaziyet ve Bolşevik Leninist Muhalefetin Vazifeleri” (« La situation en Chine et les tâches de l’Opposition bolchevik-léniniste »), haziran 1929, Çin Üzerine (On China), Monad, s 403)
Küba ihtilali tüm Latin Amerika’yı sarstığında, zaten Maoizm’e eğilimli olan Arjantinli “Ortodoks Troçkist” grup, kendisini Kastrist olarak göstermeye çalışmıştır.
Fidel Kastro’ya gelince, onu Lenin ve Troçki gibi bu asrın en büyük ihtilalci dahileri arasında kabul etmekte tereddüt etmedik… Guevara ile aynı siyasal ve sosyal harekete dahil olduğumuzu savunuyoruz: Kastrizm hareketine. (Nahuel Moreno, « Dos métodos frente a la revolución latinoamericana », Estrategia n° 2, eylül 1964)
O, Kastrizm yanlısı 4. Enternasyonal Birleşik Sekreteryası’nın tavrını paylaşmaktaydı. Sadece azınlıktaki bir Amerikalı SWP militanı (Tim Wohlforth, Küba Ve Deforme İşçi Devletleri (Cuba and the Deformed Workers States), 1961) ile Bolivyalı POR yöneticisi (Guillermo Lora, Küba Dersi (Lección cubana), 1962) Sovyet iktidarı eksik Küba ihtilalini ve baştan deforme bir şekilde doğan işçi devletini doğru olarak tahlil etmişlerdi. Moreno’ya gelirsek, Mandel ile Hansen ile yakınlaşmaktaydı.
- Küba sıhhatli bir işçi devletidir. Bolşevik türünde bir partiye ihtiyacı yoktur, işçi sınıfının kendi adına onu yöneten imtiyazlı katmanı devirmeye ihtiyacı olmadığı gibi. Kastro yönetimi uygundur.
Küba’nın tanımının bürokratik bir katman tarafından yönetilmediğinden ve yönetiminin ihtilalci olduğundan yola çıkması gerektiğini düşünüyoruz. (Nahuel Moreno, Latin Amerikalı İhtilal (La Revolución Latinoamericana), mart 1962, PO, s. 30)
- Kırsal kesimin küçük burjuvazisi kentlerin proletaryasından daha ileridedir.
İşçi sınıfının demokratik vazifeleri yerine getirebilecek yegane sınıf olduğu dogması yanlıştır… Maoizm ya da gerilla harbi teorisi, teorik alanda küresel ihtilalin güncel aşamasının yansımasıdır. (s. 43)
Şu an, [Latin Amerika] ülkelerinin ekseriyetinde öncü olan köylülerdir. En mühim üç ihtilalci focos [Kastro, Guevara ve Debray’in kırsal gerillalar için kullandıkları terim] olan Kolombiya, Peru ile Brezilya’da temel, köylülerin isyanına dayalıdır. (s. 47)
- Latin Amerika’daki mücadelenin yönetimi (Moreno, emperyalist ülkelerdeki ve dejenere işçi devletlerindeki sınıf mücadelesiyle alakadar olmuyordu) o esnada Küba’da iktidarda olan parti türünde bir “tek parti”şeklinde doruğa ulaşacak “ihtilalcilerin birleşik cephesine” verilmeliydi.
İhtilalci birleşik bir cephe için şartları sağlayan her ülkedeki nesnel patlamaya hazır vaziyettir. Hakikat, her ülkede tek bir ihtilalci teşkilat gerektirmektedir. Bu anlamda, Küba’daki tek parti bize yol göstermektedir. (s. 50)
- PRT-El Combatiente 4EBS’nin Mandel-Maitan-Krivine ekseriyetinin desteğine sahipti. 1970 senesinde PRT-ERP ismini aldı.
- PRT-La Verdad, Amerika Birleşik Devletleri’nde SWP’yi barışçıllık ve Demokrat Parti klikleri ile bloklar oluşturma arayışı çizgisinde yöneten Hansen-Barnes-Waters azınlığı tarafından destekleniyordu. 1972 senesinde PS’in küçük bir parçası ile birleşerek PST ismini almıştır.
- Bunların arasında MST, NMAS, IS… Morenist olduklarını ilan etmişlerdir: “Morenist olan bizler, mücadele edenlerin yanlarında olduğumuzu taahhüt ederiz” (IS, 26 ocak 2021).
- PTS’sin kurucuları, kendileri MAS’sin yöneticileri iken ve Moreno hayattayken ona hiç karşı çıkmamışlardır. Onun yerine Antonio Gramsci’yi koymuş olsalar bile, PST’nin ismini neredeyse olduğu gibi almışlar ve uzun bir süre boyunca Avanzada Socialista mecmuasını yayınlamışlardır, ki bu1974 senesinde PST’nin utanç verici 8’lerin beyanını yayınlayan organının ismiyle aynıdır.
- Her fırsatta komünistler, maaşlı çalışan sendikalarının tüm burjuva partiler ve bilhassa PJ ile bağlarını koparmaları için mücadele ederler. Her fırsatta, sermayenin ekonomik ve siyasi saldırılarına karşı işçi teşkilatlarının birleşik cephesi için mücadele verirler. Birleşik cephenin demokratik organları olan Sovyetlere ulaşılmasına çalışırlar.
- Sömürenlerin ve onların siyasi temsilcilerinin, polislerinin ve mesleki askerlerinin yüzünden ortaya çıkan ve onlara karşı yapılan saldırılar, sömürülenler ve ezilenlerin maruz kaldıkları baskıdan açıkça ayrılmalıdır.
- Burjuvazinin siyasi bir kadın yöneticisine yapılan saldırı, kendi başına hürriyetlere karşı yapılan bir saldırı teşkil etmez. En çok, bir saldırı demokratik hakları kısıtlayan kanun ve kararnamelere bahane teşkil edebilir. Bu durumda, işte bu tedbirlere karşı sınıf mücadelesi yöntemleriyle mücadele etmek icap eder. Bu yapılmamıştır.
- An itibariyle, Arjantin burjuvazisinin hiçbir hatırı sayılır fraksiyonu faşizmi seçmemiştir. Hâlâ demokratik yanılsamalara itimat etmektedirler.
- Hürriyetleri müdafaa etmek zaruridir. Bu mücadele, “demokratik” burjuva partilerin tekliflerini kabul ederek veya “demokratik” burjuva partilerin çağrısına uyup gösterilere iştirak ederek gerçekleştirilemez (bilhassa tarihte ihtilalci işçi hareketine karşı büyük ölçekli şiddet uygulayan PJ ile).
- Demokratik hakların müdafaası ile faşizme karşı mücadele, parlamentoda ve İnternet sitelerinde beyanlara indirgenemez. Bunun için birleşik işçi cephesi ile hürriyetleri kısıtlayan hükumetlere, polise, sendikal bürokratların adamlarına ve faşist gruplara karşı seferberlik elzemdir.
- Kapitalist şiddeti sona erdirmek için kapitalizmin ilgası şarttır. Sermayeye el koymak ve burjuva devleti yok etmek icap eder. Bunun yolu da öz müdafaadan, proletaryanın silahlanmasıyla emekçi konseyleri oluşturulmasından, isyanın hazırlanmasından geçer. Bu, proletaryadan saklanamaz.
- Proleter programda, Arjantin’deki emekçilerin iktidar için mücadelesi sosyalist ihtilalden, Sosyalist Amerika Birleşik Devletleri ve küresel konseyler cumhuriyeti sloganlarından ayrılamaz.
- İşçi sınıfının Peronizm’den kurtulmasını sağlamak için, halkın silahlanmasına dayalı ve Sovyetler tarafından belirlenmiş işçi ve köylü hükumeti dayatmak için, programı şu iki kelimeyle özetlenebilecek ihtilalci bir işçi partisi kurmak icap eder: proletaryanın diktatörlüğü.
- Nahuel Moreno (Hugo Bressano), La Revolución Latinoamericana. Buenos Aires, 1962. Ülkesinde burjuva milliyetçiliğe kaydıktan sonra zikzaklara alışık bu yönetici Latin Amerika’yı saran Küba ihtilali için şevk dalgasına arkasını kollamak için birkaç Ortodoks söylem ile intibak etmiştir. Fransızca tercümesi yoktur.
- Nahuel Moreno, « Dos métodos frente a la revolución latinoamericana. ¿Lucha guerrillera o lucha obrera y de masas? », Estrategia n° 2, eylül 1964. Guevara’nın yazılarını tenkit ederken işin esasında Kastro ile Moreno’un kendisini içinde gördüğü Kastrist hareket dahilinde solcu (gauchiste) olarak tanımladığı Guevara’yı birbirlerine karşı getirmiştir. Moreno, “kaçınılmaz silahlı mücadelenin” (Latin Amerika’nın) her ülkesinin tahliline ve programına bağlı olduğunu açıklamıştır. Proletaryanın yönetici rolünden bahsedilmemiştir. Fransızca tercümesi yoktur.
- Nahuel Moreno, Skandal bir Belge (Un document scandaleux), 1973. İhtilalci işçi partisinin inşası adına 4EBS’in gerillacı yönetimine karşı gecikmiş bir polemik. Tenkit, Fransız LC’yi de kapsamıştır. Fransızca tercüme, Pablist-Mandelist “4. Enternasyonal” tarafından yapılmıştır (Marksizm’in İnternet arşivlerinde mevcuttur).
- Etienne Laurent (François Chesnais) & Catherine Tavernier, Arjantin, Peronizm’in bir bilançosu (« Argentine, pour un bilan du péronisme »), La Vérité n° 574, aralık 1976. Sıklıkla doğru tespitlerde bulunmuştur, fakat CGT’nin PJ’nin kontrolüne geçmesinden beri hiçbir şekilde bir işçi teşkilatı olmadığını iddia eder. 1969 senesinde Chesnais, birkaç ay süreliğine işvereni OECD tarafından Arjantin’e gönderilmiştir. Bu fırsattan Bolivya’yı ziyaret etmek ve Gillermo Lora ile karşılaşmak için istifade etmiştir. POR/Bolivya, PO/Arjantin ve POMR/Peru ile Lambert’in OCI/Fransa’sı arasında bağlantılar kurmuştur. 1972 senesinde, Just ile Şili’ye POR’nin Lora ve Filemón Escobar’ı, Jorge Altamira ve PO’nun diğer yöneticileriyle görüşmek için gitmiştir. 1979 senesinde, Lambert ile Just POR ve PO’yu CORQI’den kovmuşlardır. Just ve Chesnais köşeye itilmiş ve PCI’nin [OCI’nin halefi] beynelmilel çalışması Lambert tarafından Altamira’nın kardeşi olan Luis Favre’a devredilmiştir. POR tek başına kalmış ve PO daha sonra 4. Enternasyonal’in tekrar kurulması için eklektik bir koordinasyon kurmuştur.
- Ernesto Boada, Peronizm ve Troçkizm (« Péronisme et trotskysme »), Quatrième Internationale n° 106, mart 1983, artık var olmayan Lambertist-Vargiust “4. Enternasyonal’in” organı. Gérar Laffont’un Yeni Aşama (Nouvelle étape, LOR/Fransa, 1985) broşüründe alıntılar yapılmıştır.
- SL, Moreno Truth Kit, 1980. Robertsonistlerin 1973 ila 1979 senelerinde Workers’ Vanguard mecmuasında yayınlanmış makalelerinin derlemesi. Fransızca tercümesi yoktur.
- Nahuel Moreno, Escuela de cuadros, PST, 1984. PTS ile LIT-QI üzerindeki otoritesinden emin olan Moreno, 1950’li senelerin sürekli devriminin tenkitini yenilemiş, Stalinistlerin ve Menşeviklerin aşamalı ihtilalini yeniden öne çıkarmış, ezilen ülkelerdeki burjuvazi ile “emperyalizm karşıtı” ittifakları haklı göstermiştir… İspanyolcada sıklıkla yeni baskıları çıkmıştır, son defa 2015 senesinde IS tarafından.
- LICR (günümüzde L5I), Emekçilerin Beynelmilel Birliği, 1982-1992 (La Ligue internationale des travailleurs 1982-1992), 1992. Ölçülü ve doğru tespitlerde bulunmuştur. Fransızca olarak günümüzde mevcut olmayan Pouvoir ouvrier/Fransa tarafından yayınlanmıştır.
- Jean-Philippe Divès, LIT ile Morenizm’in bilançosu için unsurlar (Éléments pour un bilan de la LIT et du morénisme), LST, 1999. NPA’da eriyen Morenist LST kurucusu eski bir LCR/Fransa mensubu tarafından kaleme alınmıştır. Onun için Moreno… fazla Ortodoks bir Troçkist idi! Divès günümüzde CCR-RP teşkilatındadır.
- Osvaldo Coggiola, Historia del trotskismo en Argentina, 1984-1986, 2006 senesinde RyR tarafından yeni baskısı yayınlanmıştır, aynı ciltte Historia del trotskismo en América Latina, 1984 bulunmaktadır. Morenist akım için ezici PO/Arjantin’in bakış açısını yansıtır. Fakat PO sonrasında bu akımla yakınlaşmıştır (hukuka saygı, kurucu meclis, Peronizm’e intibak…) Fransızca tercümesi yoktur.
- Osvaldo Garmendia (Rolando Astarita), Critica a Nahuel Moreno, Liga Marxista/Argentine, 1991. Ekonomist olmuş eski bir işçi, 1993 senesinde PTS ile bağlarını koparacak olan ve sonrasında LC ismini alacak ve yok olacak LM’yi kurmuştur. Troçkizmden geldiğini artık iddia etmemektedir. Fransızca tercümesi yoktur.
- Manolo Romano, « Polemica con la LIT y el legado de Nahuel Moreno », Estrategia Internacional, aralık 1993. Moreno’nun 1980’li senelerdeki son döneminin, 1984 senesinde açıkça sürekli devrime karşı saldırısını tekrarladığındaki ve aşamalı ihtilali müdafaa ettiğindeki zamanın kuvvetli ama sınırlı tenkiti. Makale, Moreno’nun daha evvel revizyonizmin tutarlı bir düşmanı olduğu fikrini müdafaa etmeye çalışır fakat bu hakikatle uyuşmamaktadır. İşin esasında iyi bir manevracı olarak bazen başka merkezcilere (Mandel ve Lambert gibi) saldırmayı becerebiliyordu. Fransızca tercümesi yoktur.
- Ernesto González, El trotskismo obrero e internacionalista en la Argentina, c. 1, c. 2, c. 3 Antídoto, 1999 ; c. 4, Pluma, 2006. Devasa kolektif bir eser, 1943 ila 1981 senelerinde Moreno akımının hayatını ve siyasi müdahalelerini detaylandırır. Fransızca tercümesi yoktur.
- Christian Castillo & Fredy Lizarrague, « Los momentos de giro historico del movimiento obrero argentino », Estrategia Internacional, şubat 2002. Fransızca tercümesi nisan 2002 tarihli Cahiers Léon Trotsky mecmuasında mevcuttur.
- Sergio Bravo, Contribución a un balance del Morenismo, Lucha Marxista/Pérou, haziran 2007. İyi bir özet ama LITQI dönemiyle sınırlı. Fransızca tercümesi yoktur.
- Ricardo de Titto, Historia del PST, CEHuS, c. 1, 2016 ; c. 2, 2018. Fransızca tercümesi yoktur.
- CoReP, LCT/Arjantin ve diğerlerine mektup (Lettre à la LCT/Argentine et autres), 2 mart 2017. Zamanında LCT tarafından yayılan Morenist yanılsamaları çürütür, cevapsız kalmıştır. İspanyolca tercümesi mevcuttur.
- POR/Argentine, Crisis del centrismo en Argentina, 2019. POR/Bolivya ile ilişkili ve 1989’da PO’dan ayrılmış bir grubun 2011 ila 2019 senelerindeki makalelerinin seçmesi. Ayrıntılı ve ezici ama bazen sekter. Fransızca tercümesi yoktur.
- Antonio Bormida, « El PTS en un frente democrático con CFK », La Causa Obrera, 3 ekim 2022.
“İhtilalcilerin birleşik cephesi” olarak, küçük burjuva milliyetçi hareket M26J ve Kremlin bürokrasisi ile sıkı bağlantılı Stalinist parti PSP, 1961 senesinde Kübalı proletaryanın iktidarı ele geçirmesine mani olmak için ORI teşkilatında birleşmişlerdir. 1965 senesinde, Küba bürokrasisi kendi iktidarının aygıtı olarak Partido “comunista” de Cuba’yı resmi olarak ilan etmiştir. Küba hükumeti SSCB politikasını sorgulayan Guevera’yı uzaklaştırıp SSCB’ye hizalanmıştır. Tek partinin “Troçkizmden” nefret ettiğini belirtmeye gerek yoktur. Kastro, SSCB’de kendini rahat hissetmeyen Troçki’nin katili olan Mercader’e ev sahipliği bile yapmıştır. “Aynı siyasi ve sosyal hareketin yani Kastrizm’in tek teşkilatına” dönüşecek olan “ihtilalcilerin birleşik cephesini” uygulayan Moreno’nun teşkilatı, 1965 senesinde Kastrist-Gevarist bir grupla (FRIP) PRT’yi kurmak için birleşmiştir.
Tüm saldırılar eşdeğer midir?
1968 senesinde, Santucho’nun yönettiği fraksiyon Arjantin’de kent gerillasına hazırlanırken PRT bölünmüştür çünkü Moreno’nun fraksiyonunun böyle bir riski göze alma isteği bulunmamaktaydı.
Kişisel terörizm, küçük burjuvazinin yöntemidir. Bu anlamda, siyasi cinayetler sıklıkla Neonazizm’den veya dinden ilham alan faşist gruplar tarafından kullanılır: grevcilere, işçi hareketinin militanlarıyla lokallerine, kız okullarıyla başka dinlerin okullarına saldırılar, yazarları, çizerleri ve öğretmenleri katletme, kürtaj yaptırmak isteyen kadınlara yardım eden hekimlere saldırılar, vs.
Bununla beraber, Lizarrague’ın (PTS) iddia ettiğinin aksine her siyasi saldırı muhakkak faşist demek değildir. Engels ile Marks, yöntemlerini tasvip etmeseler bile milli ve toplumsal baskının temsilcilerine saldırıda bulunan İrlandalı ve Rus teröristlere hayranlık duyuyorlardı. 1878 senesinde polis şefine ateş eden Vera Zasuliç veya 1887 senesinde çara cinayet teşebbüsü sebebiyle idam edilen Lenin’in kardeşi açıkça ihtilalciydi.
Paris kentinde 1938 senesinde Alman bir diplomatı öldüren 17 yaşındaki bir Yahudi’nin davası görüldüğünde, 4. Enternasyonal’in yöneticisi bunu faşistlerin yaptıklarıyla bir tutmamıştır.
Biz Marksistler, kişisel terörizm taktiğinin, proletaryayı ve ezilen halkları özgürleştirme mücadelesinin vazifelerinde etkisiz olduğunu düşünüyoruz. Tek başına bir kahraman kitlelerin yerine geçemez. Ancak umutsuzluktan ve intikamdan gelen bu eylemlerin kaçınılmaz tabiatını çok iyi idrak ediyoruz. Tüm duygularımız ve sempatimiz her ne kadar doğru yolu bulamamış olsalar da kendilerini feda eden intikamcılar içindir. (Lev Troçki, “Grynszpan İçin” (« Pour Grynszpan »), ocak 1939, Eserler (Œuvres), ILT, c. 20, s. 89)
Pablist “4. Enternasyonal’in” (Mandel, Maitan, Bensaid, vs’nin 4EBS’i) bölümü olan Kastrist PRT-ERP, kışlalara saldırmaya ve alakalı işçilerle irtibata geçmeden patronlar için çalışan kapitalist yöneticileri kaçırmaya ve fidye istemeye başlamıştır. Böylece, 1971 senesinde, PRT-ERP Plata Swift’in müdürünü, ardından Fiat’ın bir yan kuruluşunun müdürünü alıkoymuştur.
Birlik’in 2. kongresi 1971 senesinin haziran ayında yer almıştır… 4 gün boyunca Arjantin’de Santucho’nun ERP’sinin FIAT’ın Sallustro isimli bir yöneticisini bir rehin almasının gelişmesini takip ettik. Her gelen yeni haberde kongre, ayağa kalkıp uzun dakikalar boyunca gerillaların kahramanca eylemlerini alkışlıyordu (Gérard Filoche, 68-98, bitmeyen hikaye (68-98, histoire sans fin), Flammarion, 1998, s. 141)
Rehin tuttukları yere bir polis saldırısı olunca PRT-ERP militanları Sallustro’yu öldürmüşlerdir. Bu teşkilat, 1973 senesinde Perón’a karşı mücadele etmediğini beyan etti. 1974 senesinde, Pablist-Mandelist “4. Enternasyonal” ile bağlarını kopardı. 1975 senesinde, kırsal gerillaya başladı ve ardından ordu tarafından yok edildi.
Generaller, 1976 senesinde iktidarı ele geçirmiş ve 1986 senesine dek “kirli harbi” yani işçi hareketine ve Şilili, Uruguaylı, Bolivyalı… mültecilere karşı büyük ölçekli devlet terörizmi yürütmüşlerdir. PRT-ERP’den daha çok işçi sınıfına yönelik olan Moreno’nun PST’si (4EBS mensubu) ile Altamira’nın (Bolivyalı POR ve Fransız OCI ile ilişkili) Politica Obrera’sı, seçilmiş cumhurbaşkanı Perón’un terörizminden, sonrasında da askeri cuntanın baskısından nasiplerini almışlardır. Toplamda 15000 muhalif idam edilmiş, 30000 “kayıp” gizlice işkence görmüş ve öldürülmüştür.
PRT-ERP’nin stratejisi yanlış ve komünist geleneğe aykırıydı, fakat faşistlerin geleneğine aykırı değildi. İhtilalci komünistlerin Maoizm’e ve Kastrizm’e karşı çıkmaları burjuva devlete karşı silah kullanmalarından dolayı değil, bunu proletaryanın yerine yapmalarından dolayıdır.
ERP-PRT Bolşevik partiden ziyade Sosyalist partiye benziyordu, PST-MAS’nin Bolşevik partiden ziyade Menşevik partiye benzediği gibi.
Kökleri derin bir korkaklık ve hukuka saygı
1972 senesi boyunca Moreno ile Coral’in PST’si, burjuva demagog Perón hakkında yanılsamalar yaymıştır. PST, küçük burjuva gerilla ile komünizm karşıtı karşı ihtilali bir tutmuştur. Gerilla ile çatışmalarda ölen işkenceci subayların ailelerine taziye telgrafları bile göndermiştir. En azından PST, Perón’un adaylığına karşı bir aday göstermiştir, PCA ise Perón’u desteklemekteydi. General, eylül ayında seçilmiştir.
21 mart 1974 tarihinde Stalinist PCA ve sosyal demokrat PSP gibi, PST başkan Perón’un çağrısına uyarak 5 burjuva partiyle toplantıya iştirak etmiştir. Burjuva kurumları müdafaa eden “8’lerin beyannamesini” imzalamış, PJ hükumetinin sözde emperyalizm karşıtı mücadelesini de tasvip etmiştir.
Milletin başkanıyla yapılan görüşmeye tüm iştirak edenler, temel hedefleri olan demokrasi rejimine doğru ve beraber yaşama ve yapıcı diyalog vasıtasıyla ülkenin kurumlaşma süreci için ne faaliyetlerinden ne de gayretlerinden tasarruf etmeyeceklerini tekrar beyan etmişlerdir. Emperyalizm ve oligarşiye karşı mücadele sadece demokrasinin tüm alanlarda tam işleyişi ile uyum içinde yapılabilir. (UCR, PRC, PST, PSP, PI, UDELPA, PCA, DP, 21 mart 1974)
(PO’nun atası olan) Politica Obrera’nın polemiğine ve Pablist “4. Enternasyonal’in” (4EBS) gerillacı ekseriyetinin kınamasına karşı PST, üç ay sonra yayın organında kendi imzasıyla bu boyun eğen ve halk cepheci belgeyi yayınlayarak hata yaptığını açıklamıştır.
1975 senesinde PST, tüm siyasi mahpusların serbest bırakılması talebini reddetmiştir.
Moreno’nun beynelmilel akımı olan FB, 4EBS’den 1979 senesinde çıkarılmış ve 1980 senesinde Lambert’in 4. Enternasyonal’i tekrar kurmak için komitesi (CORQI) ile kısa bir süreliğine birleşmiştir (CI-QI). 1981 senesinde Moreno birden OCI/Fransa’ nın fırsatçı olduğunun farkına varmış ve bölünmeye yol açmıştır. Ardından 1982 senesinde kendi enternasyonalini (LIT-QI) kurmuştur. Vaziyetin her yerde ihtilale hazır olduğunu ilan etmiş ve buna cevap olarak “ihtilalcilerin cephesinin” kurulması gerektiğini izah etmiştir.
1982 senesinde, PST, şoven bir saptırma yapmak için coğrafi açıdan Arjantin’le alakalı ama uzun süredir sadece Britanyalıların yaşadığı Falkland adalarını işgal eden askeri diktatörlüğe kayıtsız şartsız bir biçimde hizalanmıştır. 1983 senesinde emperyalist askeri zaferin sonrasında cuntanın devrilmesinin ardından PST, MAS ismini almıştır.
1983 senesindeki başkanlık seçimlerinde UCR’in adayı Alfonsín galip gelmiştir. 1985 senesinde genel seçimlere MAS, PCA ve birkaç Peronist teşkilat ile popülist bir cephe Frente del Pueblo (Halk Cephesi, FrePu) dahilinde katılmıştır.
EPR-PRT, Bolşevik partiden ziyade Rus Sosyalist partisine benzemekteydi, PST-MAS’nin Bolşevik partiden ziyade Menşevik partiye benzediği gibi.
LIT-QI, Afganistan’daki ilerici rejime SSCB’nin desteğini kınamıştır. İslamcı gericiliği kâh Amerika Birleşik Devletleri’nin maşaları, kâh basit “milliyetçiler” olarak tanıtmıştır (Correo Internacional, eylül 1985).
1987 senesinde Moreno’nun ölümünün ardından, MAS parçalanmıştır. Bundan birçok Neomorenist veya Post-Morenist teşkilat türemiştir: PTS, IS, MST, NMAS, LOR, COR, PCO, LCT…
1964 senesinde Politica Obrera, Guillermo Lora’nın Bolivyalı POR’sinin etkisi altında kurulmuştur. 1972 senesinde CORQI’ye katılmış, 1979 senesinde ise bu teşkilattan atılmıştır. Bolivyalı POR ile TQI’yi kurmuştur. Başlangıçta Morenist fırsatçılıkla arasına bir çizgi çekmiş olmasına rağmen, Altamıira’nın yöneticiliği süresince 1970’li senelerde PST ile yakınlaşmıştır: ihtilalci şiddeti ret, işçilerin öz müdafaasını terk, PJ önünde boyun eğiş, emekçilerin partisi, kurucu meclis… Komünist programın gözden geçirilmesi 1983 senesinde Partido Obrero’nun kurulması esnasında somutlaşmıştır.
Temsile dayalı, cumhuriyetçi ve federal demokratik rejimle milli Anayasa ilke ve hedeflerinin tam uygulanması için mutlak siyasi hürriyet şartlarında herkesin rey verebileceği bir seçimle Kurucu Meclis toplanmalıdır. (PO, İlkeler ilanı ve siyasi eylem temelleri (Déclaration de principes et bases d’action politique), ocak 1983)
PO, 2019 senesinde ciddi bir kriz geçirmiştir. Günümüzün PO’sunun, POT-Politica Obrera’nın POR’nin temelinde o vardır.
Fransa’daki gibi, bölünmelerin büyük ekseriyeti stratejik meselelerden değil, onları deforme etmeden veya morallerini bozmadan önce ihtilalci unsurları birbirlerinden yalıtan ve öncü emekçileri kendinden uzaklaştıran fırsatçılık temelindeki ikincil tartışmalardan kaynaklanmıştır.
FIT baştan sona reformisttir.
İhtilalci bir kriz ülkelerini 2001 senesinin sonuna doğru sarstığında, hepsi “hür ve egemen kurucu meclis” burjuva demokratik sloganını öne çıkarmışlardır (günümüzde Fransa’da LFI, POI, POID, vs.’nin yaptığı gibi). Şarlatanlar, 1920 senelerinin Çin’inde veya 1930 senelerinin Hindistan’ında haklı görülebilir bir taktiği günümüzde zamanına uygun olmayan bir strateji haline getirmektedirler.
Kurucu meclis formülü, şayet kimin hangi program üzerinde bu meclisi toplayacağı açıklanmazsa anlamsız bir soyutlamadır ve sıkça şarlatanlık teşkil eder. (Lev Troçki, “Çin ihtilali ve Stalin’in tezleri” (« La révolution chinoise et les thèses de Staline »), 17 mayıs 1927, Pierre Broué’nin Komünist Enterasyonal’de Çin Meselesi eserinde, (La Question chinoise dans l’Internationale communiste), EDI, 1976, s. 194)
Bir sömürge veya faşist bir rejimde dahi böyle bir slogan, PTS ile PO’nun programında bulunmayan halkın silahlanması radikal demokratik sloganı ile beraber kullanılmalıdır.
İfade, düşünce, toplanma, basın, teşkilatlanma, grev… hürriyetlerini sınırlayan tüm kanunlar kaldırılmalıdır. Bu program, hür ve silahlanmış halka dayanan bir Kurucu Meclis toplanmasını içermelidir. (Vladimir Lenin, “Vazifelerimiz” (« Nos tâches »), kasım 1905, Eserler, (Œuvres), Progrès, c. 10, s. 17)
Despotik bir rejime karşı bile bu slogan bir taktiktir, tüm ezilenler ve sömürülenlerin başını çeken işçi sınıfının iktidarı ele geçirme stratejisine tabi olmalıdır.
Parti, ana hedefi olan iktidarı silah zoruyla ele geçirmeye karşı demokratik sloganların sadece ikincil, geçici, ara sıra öne çıkan sloganlar olduklarını hatırlamalıdır. Bunu izah etmelidir. (Lev Troçki, “KE’nin 6. Kongresinin Ardından Çin Meselesi” (« La question chinoise après le 6e congrès de l’IC »), 4 ekim 1928, Lenin’den sonra Komünist Enternasyonal (L’Internationale communiste après Lénine), PUF, 1969, c. 2, s. 426)
2019 senesinde FIT, boşu boşuna “tüm sol teşkilatlara” açılmayı teklif etmiştir. Teklifin gideceği düşünülen partilerden biri, şu cevabı vermiştir:
FIT’yi oluşturan partilerin yönetimleri birleşik eylemlere götürmüyorlar, aksine kendi aralarında saldırgan tartışmalar oluyor, bunun istisnası seçim kampanyaları esnasında gerçekleştirdikleri birliktir. (Autodeterminación y Liberta, 9 mayıs 2019)
Hakikaten de FIT’nin seçim ittifakı eylem birliğini kolaylaştırmaktan ziyade ona mani olmaktadır. Küçük bürokrasiler birbirleriyle çekişmekte ve ikincil meseleler üzerine tartışmaktadırlar, hemfikir oldukları nokta öz müdafaayı reddetmek, burjuva devleti sorgulamamak ve seçimler mevzusunda yanılsamalar yaymaktır.
İşin aslında FIT, tümü Lenin ve Troçki’nin geleneğinden geldiklerini iddia eden teşkilatlardan oluşmaktadır. Burjuvazinin mesleki ordusunun işçi sınıfına karşı yürüttüğü “kirli harp” tecrübesi ile burjuvazinin polisinin her günkü baskısı göz önünde bulundurulduğunda, FIT’nin açıkça burjuva devleti sorgulaması, onun ilgasını hedef edinmesi ve açıkça halkın silahlanmasını müdafaa etmesi beklenebilirdi.
Fakat bu gerçekleşmedi. Tabii ki seçim blokunun “program beyanında” bazı faydalı talepler bulunmaktadır, ama esas mesele unutulmaktadır. Bu talepleri söküp almak için ihtilalci bir işçi partisi kurulması icap ettiğini, genel grev, Sovyetler ve mücadeleler ile işçi teşkilatlarının öz müdafaasının gerektiğini söylememektedir.
Taşra bölgelerinde ve federal ölçekte temsilci mevkilerinin elde edilmiş olmaları, zaten silahlanmayı, isyanı, burjuva devletin ilgasını, işçi konseylerinin iktidarını reddeden, bundan dolayı da haklı bir şekilde merkezci olarak niteleyebileceğimiz teşkilatlar üzerinde burjuvazinin baskısını kuvvetlendirmektedir.
Kendisini müdafaa etmek için, işçi sınıfının birleşik işçi cephesiyle pratikteki mücadelede işçi teşkilatlarının birliğine ihtiyacı vardır. Kendisini sınıf olarak öne çıkarabilmek, ihanetlere kanmamak, iktidarı ele geçirebilmek için kitlesel ihtilalci bir komünist partiye ihtiyacı vardır. Sözde “ihtilalcilerin cephelerinden” ve daha da kötüsü, “sol partilerin” seçim cephelerinden hiç iyi bir şey çıkmamıştır.
Başkanlık seçimlerine birleşik işçi cephesinin aday göstermesi fikri temelden yanlıştır. (Komünist) partinin partizanlarını seferber etmekten ve seçimlerde kendi kuvvetini hesaplamaktan vazgeçme hakkı yoktur. Partinin diğer tüm adaylara karşı gelen adaylığı hiçbir şekilde mücadelenin acil hedefleri için diğer teşkilatlarla anlaşmaya engel teşkil etmez. (Lev Troçki, Alman ihtilali ve Stalinist bürokrasi (« La révolution allemande et la bureaucratie stalinienne »), 27 ocak 1932, Faşizmi nasıl mağlup etmeli (Comment vaincre le fascisme), Buchet-Chastel, s. 163)
Sözde ihtilalci, pratikte reformist olan PO, PTS, IS, MST ve NMAS’ın küçük aygıtları, kurucu meclisleriyle burjuva devletin tekrar düzenlenebileceği yanılsamasını yaymaktadırlar, halbuki bu meclisin çok partili ve genel seçimlerin zaten mevcut olduğu bir ülkede hiçbir manası yoktur.
Yakın geçmişteki bir televizyon tartışmasında, PTS’nin yöneticisi Castillo silah sahibi olma hakkının kısıtlanması yönünde görüş bildirmiştir.
Merkezci bataklıktan çıkmak
PTS, PO ve diğerlerinin şefleri 1933 ila 1940 senelerinde 4. Enternasyonal’in emperyalizm karşıtı birleşik cephe fikrini hiçbir zaman müdafaa etmediğini çok iyi bilmektedirler.
Kızıl ordunun eski komutanının yazdığı ve Bolşevik Leninist olduğu zamanlarda 4. Enternasyonal tarafından kabul edilmiş olan 1938 programı ile 1940 manifestosunu bilmektedirler
Her grevde ve her sokak gösterisinde, işçi öz müdafaa birlikleri fikrini yaymak icap eder. (Can Çekişen Kapitalizm ve 4. Enternasyonal’in Vazifeleri (L’Agonie du capitalisme et les tâches de la 4e Internationale), 1938, GMI, s. 18-19)
Emekçiler silahlardan korkmamalıdırlar; aksine onları kullanmayı öğrenmelidirler. (Emperyalist Harp ve Küresel Proleter İhtilal (La Guerre impérialiste et la révolution prolétarienne mondiale), 1940, GMI, s. 37)
Reformist partilerin Peronizm’e doğrudan tabi olmalarına karşı, merkezci teşkilatların burjuva devletin baskı aygıtına boyun eğmelerine karşı, komünist grup, fraksiyon ve militanları şu temelde birleştirmek icap eder:
Sürekli Devrim Kolektifi işte bu aydınlatma vazifesine iştirak etmeye hazırdır.
FIT teşkilatlarıyla bağlantılı Fransız gruplar
PTS’nin Fransa’daki kardeş teşkilatı RP’dir ve NPA’dan hiçbir stratejik bir anlaşmazlık olmadan ayrılmıştır. Tıpkı NPA gibi, CCR-RP’de mücadelelerin birbirlerine ilave edilmesi stratejisini gütmektedir (ki buna aşı karşıtlarının mücadelesi de dahildir). Tıpkı NPA gibi, CCR-RP proletaryanın diktatörlüğü ve hatta öz müdafaa yönünde görüş bildirmeyi reddetmektedir.
MST’nin irtibatta olduğu grup, “NPA’dan gelen militanlardan, Troçkistlerden, anarşistlerden, anarşist sendikacılardan ve partisizlerden” oluştuğundan iftihar eden ve komünist programdan arınmış bir “emekçiler partisi” kurmak isteyen La Commune’dür.
Arjantin | Beynelmilel | Fransa |
PTS | FTQI | RP |
PO | CRQI | – |
MST | LIS | GLC |
IS | UITQI | – |