Madagaskar: Devrimci Bir Önderlikten Yoksun Güçlü Bir Ayaklanma

25 Eylül’de binlerce genç Malgasyalı sokaklara döküldü.

Telefonlarını meşale gibi sallayan Antananarivo gençliğinin büyük bölümü – üniversite öğrencileri, liseliler, genç işçiler – sokaklara akın ederek bitmek bilmeyen su ve elektrik kesintilerini, Cumhurbaşkanı Rajoelina’nın otoriter ve yozlaşmış rejimini protesto etti.

Gösteri çağrısının öncülüğünü, burjuvazi ve küçük burjuvaziden gelen üniversite öğrencileri yaptı. Kamu yükseköğretimi tamamen grevde. Bu öğrenciler, “Collectif Gen Z Madagascar” (Madagaskar Z Kuşağı Kolektifi) adını kullanarak örgütlendiler. Grup, yoksulluğa neden olan hükümet politikalarına karşı Nepal, Endonezya, Filipinler, Ekvador, Fas’ta dalgalanan ve Meksika ile Brezilya’da Gazze halkını savunan yürüyüşlerde taşınan One Piece manga serisinin korsan bayrağını kendilerine sembol olarak aldılar.

Sosyal medya üzerinden yapılan çağrı, nüfusunun yarısının 20 yaşın altında olduğu ülkede biriken sosyal öfkeyle buluştu. Malgasyalıların sadece yüzde 33’ünün elektriğe erişimi var; o da çalıştığı zaman günde 3 saatlik dilimlerde. Kırsal nüfusun yüzde 94’ü şebekeye bağlı değil. Yeni anonim şirkete dönüştürülen ulusal şirket Jirama, dağıtılan enerjinin yalnızca yüzde 28’ini (o da kötü biçimde) üretiyor. Kalan enerji, koşullarını dayatan yerli veya yabancı özel şirketlerden geliyor.

Nüfusun yaklaşık yarısının suya erişimi yok ve yüzde 87,7’si kanalizasyondan yoksun durumda. Eylül başından beri gündelik yaşam, kamu çeşmeleri ve su tankerleri önünde saatlerce kuyruk beklemek ya da zorunlu olarak şişe suyu satın almak anlamına geliyor. Bu sırada kırsal bölgede yaşayanların yüzde 79,9’u, kentlerde yaşayanların ise yüzde 55,5’i yoksulluk içinde. Madagaskar, dünyanın en yoksul beşinci ülkesi konumunda. Ekim ayında yayımlanan Dünya Bankası raporuna göre 32 milyonluk nüfusun 20,5 milyonu günde 3 doların altındaki uluslararası yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Resmi bir işte çalışan bir işçinin ortalama aylık ücreti yalnızca 41 avro, medyan ücret ise 22,52 avro (Ulusal İstatistik Enstitüsü, Haziran 2024).

Vali tüm gösterileri yasakladı ve başkenti güvenlik güçleriyle kuşattı. Güvenlik güçleri 5 kişiyi öldürdü, onlarcasını yaraladı. Biber gazı, plastik mermi, sert gözaltılar, gerçek mermiler, hatta bir tankın devreye sokulmasına rağmen kalabalık büyüdü ve halkın nefret ettiği iktidarın sembollerine yöneldi. Ankorondrano’da yeni teleferik istasyonu ateşe verildi: istasyonun jeneratörleri saatte 100 ila 150 litre mazot tüketiyor, aylık aboneliği asgari ücretin yarısına mal oluyor ve aylık işletme maliyeti 1,5 milyon okul yemeğine denk geliyor. Oysa ailelerin çoğu günde tek öğünü bile karşılayamıyor; Büyük Güney bölgesinde 160.000 çocuk akut yetersiz beslenmeyle boğuşuyor. Yağmalanan süpermarketler Rajoelina’nın zengin dostlarına, ateşe verilen konutlar ise iktidar partisinin bir senatörü ve iki milletvekiline ait. Doğu’daki başlıca liman kenti Toamasina’da, kuzeyde Antsiranana’da, merkezde Fianarantsoa’da, batıda Mahajanga’da ve güneybatıda Toliara’da gençlerle yaşlıları bir araya getiren yürüyüşler düzenlendi: ayaklanma ulusal bir nitelik kazandı.

İki haftalık yüz yüze mücadele

26 Eylül’de Rajoelina enerji bakanını görevden aldı, ancak bu hamle seferberliği zayıflatmadı; aksine, göstericiler artık cumhurbaşkanının istifasını talep ediyor. Olağanüstü hal ilan edildi; jandarma, polis ve ordu silahsız göstericilere vahşice saldırıyor. BM’ye göre 22 ölü, 400 yaralı var.

1 Ekim’deki yeni gösteri çağrısında Gen Z, Rajoelina’nın devrilmesi için genel greve çağırıyor; Senato’nun, Anayasa Mahkemesi’nin ve seçim komisyonunun feshedilmesini, ayrıca cumhurbaşkanının başlıca finansörü iş insanı Ravatomanga’nın yargılanmasını talep ediyor.

Devlet memurlarını büyük ölçüde kapsayan yaklaşık 50 sendikayı bir araya getiren Malgasyalı Sendikal Dayanışma Konfederasyonu’nun liderleri, tabanlarının baskısıyla 1 Ekim’den itibaren genel grev çağrısı yaptı ve ilk kez Antananarivo’da gösteri çağrısında bulundu. Öğretmen sendikası Sempama da genel grev çağrısını sahiplendi. Öğretmenler, sağlık çalışanları, elektrik-su idaresi personeli, altyapı işçileri Rajoelina’nın istifasını, üç yıldır dondurulmuş maaşlarının enflasyon yüzde 8,4’e ulaşmışken artırılmasını, kamu hizmetlerinin çalışması için gerekli kaynakların sağlanmasını, sendikal hakların ve ifade özgürlüğünün korunmasını talep ediyor. Ancak özel sektörü temsil eden ve Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’na bağlı Fisema’nın yöneticileri, “ekonomik bağlamın kitlesel bir iş durdurmayı kaldıramayacak kadar kırılgan” olduğunu öne sürerek genel grev çağrısına karşı çıkıp hükümetle istişare savunusuyla Rajoelina’ya önemli bir destek sağladı.

Hristiyan Kiliseleri Ekümenik Konseyi (FFKM), gençliğin ve emekçi halkın taleplerinin yükselttiği tehdit karşısında mevcut düzenin ve burjuva kurumlarının savunuculuğunu üstlenmek için devreye girdi. Papazlar “arabuluculuk” ve “sakin bir ulusal diyalog” organize etme teklifinde bulundu. Giderek yalnızlaşan devlet başkanı bu öneriyi hemen kabul etti. Rejimi destekleyen burjuva partiler ve parlamenter muhalefet de bu “arabuluculuğu” destekliyor.

29 Eylül’de Rajoelina televizyonda yaptığı konuşmada “başbakanın ve hükümetin görevine son verme kararı aldığını” duyurdu. Ertesi gün, yalnızca bakanların değil cumhurbaşkanının da istifasını talep eden sıkı bir kalabalık – başta gençler olmak üzere – polis barikatını aşarak başkentin merkezindeki 13 Mayıs Meydanı’na aktı.

Bir haftadan uzun süre boyunca büyük şehirlerde gösteriler sürdü; fakat genel grevin gerçekleşmemesi yeni bir sıçramayı engelledi. Bu durum, adanın tüm zenginliğini üreten işçilerin örgütlü gücünün devreye girmesini, iktidarı ve ekonomiyi halkın ihtiyaçları doğrultusunda yönetmesini engelledi. Aynı zamanda önceki mücadelelerin derslerinin yeni kuşağa aktarılmasını zorlaştırdı. Gen Z, eski ve mevcut tüm burjuva partilerine güvensiz olsa da politik olarak heterojen ve devrimci komünist bir programı oluşturacak örgütlülükten yoksundu.

Bu tablo, sokaklarda yuhalanan cumhurbaşkanının yeniden inisiyatif almaya çalışmasına imkân verdi. 6 Ekim’de kara kuvvetlerinden bir generali yeni başbakan olarak atadı; ertesi gün ise yalnızca savunma, kamu güvenliği ve jandarma bakanlarını atadı. Mesaj açıktı: önce baskı. Başkan patronları, sendikaları ve siyasi figürleri istişare için saraya çağırdı; hepsi geldi. Gen Z liderleri boykot etti. Gösteriler yeniden başladı, jandarma saldırdı.

11 Ekim: Ordu Yönetimi Ele Alıyor

Başkentte konuşlu Askerî Personel ile İdari ve Teknik Hizmetler Kolordusu (Capsat), baskı emrine uymayı reddettiğini açıkladı. Göstericilere merkezde eşlik etti ve kısa süreli sadık jandarma birlikleriyle çatıştı. İsyancı Albay Randrianirina tüm orduyu Capsat’a katılmaya çağırdı ve bunu 24 saat içinde başardı.

2009’da Capast, baskının ön saflarında olduğu için bugünkü gençliğin jandarmaya duyduğu nefretin aynısını üzerine çekiyordu. Seçilmiş Cumhurbaşkanı Ravalomanana’yı deviren darbeyi gerçekleştiren ve Rajoelina’yı iktidara getiren güç de Capsat’tı. Askerler halka ateş etmediğinde göstericilerin sevinmesi anlaşılırdır. Ancak gerçek bir zafer için, silahların halka verilmesini, kan dökmüş rütbelilerin tutuklanmasını, askerlerin kışlaları terk ederek proletarya milislerinin kuruluşuna yardım etmesini talep eden devrimci bir önderlik gerekir. Ordu, burjuva devletinin bir sütunudur; sömürücü sınıfa sadıktır. Proleter bir devrim olmadan başkanlar devrilir ama ordu yerinde kalır.

Macron, Rajoelina’yı Destekliyor

12 Ekim’de Fransız ordusuna ait bir uçak Rajoelina’yı gizlice ülke dışına çıkardı; La Réunion’a, oradan özel jetle Dubai’ye… Lüks oteller, Bluewaters Island’daki görkemli konutu… Madagaskar’ın yolsuzluk endeksinde 142. sırada olmasına yaptığı katkı.

Macron, darbe açıklanır açıklanmaz “anayasal düzenin” ve “istikrarın” korunmasını savunarak Rajoelina’ya destek verdi. Kapitalist Fransız çıkarlarıyla uyumlu bu işadamıyla Macron Nisan’da nadir toprak elementleri, enerji, dijital, altyapı ve bağlantı alanlarında önemli anlaşmalar imzalamıştı. CAC 40’ın 9 devi Madagaskar’da: Air Liquide, Atos, Bouygues, Orange, Société Générale, Total, Veolia, Vinci, Vivendi. 65 Fransız şirketi 20.000 işçiyi çalıştırıyor. 400’ün üzerinde Fransız şirketi ticaret odasında yer alıyor. Enerji, tarım, tekstil, telekom, perakende, inşaat, lojistik… Fransız patronlar serbest bölgeler ve düşük ücretlerle büyük kârlar elde ediyor. Ayrıca Rajoelina, Fransız emperyalizminin kıskançlıkla koruduğu ve Fransız ordusunun her yıl tatbikat yaptığı Mozambik Kanalı’ndaki zengin Éparses adalarını sadece ulusal bayramlarda, o da cılızca talep etmekle yetiniyordu. Bu adalar Fransızların Hint Okyanusu’ndaki stratejik konumlarını (Mayotte ile birlikte) korumasını sağlıyor; bölgede Çin emperyalizmi giderek güç kazanırken.

Burjuva Devleti Sarsılmadı

Macron’un “anayasal düzen” kaygısı yersizdi; milletvekilleri ve üst yargı ne yapacağını biliyordu. Askerler “ulusal yenilenme için yeni yapılar kurulmasını” duyurarak bir “Geçiş Ulusal Savunma Konseyi” oluşturdu; parlamento hızla Rajoelina’nın görevden alınmasını oyladı; Yüksek Mahkeme oylamayı onayladı; Albay Randrianirina takım elbisesini giyip 17 Ekim’de cumhurbaşkanı olarak yemin etti.

Göreve başlama töreninde devlet kurumları, eski meclis başkanları, generaller, jandarma komutanı, özel sektör, Gen Z gençleri ve Fransa, İngiltere, ABD, Rusya, Çin, Japonya, Fas büyükelçileri hazır bulundu.

Devlet başkanı iki yıl içinde seçim hazırlıkları yapacak sivil bir hükümet atanacağını duyurdu. Yeni anayasa için ulusal kurucu toplantı da planlanıyor. Ordu ve kurucu meclis, halk hareketinin açtığı gediklerin genişlemesini durdurmak ve kapitalist düzenin devamını garanti etmek için kullanılan iki araçtır. 1975 Portekiz’de, 2011 Tunus ve Mısır’da, 2022 Şili’de bu yöntemlerin devrimci krizi bastırmada nasıl etkili olduğu görüldü.

Eksikliği yakıcı şekilde hissedilen devrimci işçi enternasyonalinin inşası için mücadele etmek, dünya proletaryasının acı deneyimlerini unutturmamak ve zafere dönüştürmek için şarttır: Burjuva ordusuna hiçbir güven yok! Mücadeleyi yürüten komitelere dayanan işçi-emekçi hükümeti!

Yeni Hükümet: Kapitalist Devamlılık

3 gün sonra, albay-cumhurbaşkanı yabancı yatırımcıların tanıdığı Rajaonarivelo’yu başbakan yaptı. Dünya Bankası, AB, Afrika Kalkınma Bankası danışmanı; Ulusal Sanayi Bankası yöneticisi; İşverenler Birliği’nin eski başkanı; özel sektör fonları ve programlarının mimarı; kendi yatırım şirketlerinin sahibi… Rajoelina ile kaçan milyarder Ravatomanga’nın yakın dostu.

Bakanlar kurulu ise “zenginleri rahatlatmak ve yoksulları kandırmak” için eski aktörlerle dolduruldu: 2009’da devrilen başkanın sadığı “Yeniden Kuruluş” bakanı; Rajoelina’ya yakın bir dışişleri bakanı; 2009 darbesinin generali imar bakanı; polis genel müfettişi güvenlik bakanı… Uzun süre sürgünde kalmış bir muhalif yargıç ise yolsuzlukla mücadele göreviyle adalet bakanı.

Hükümet 2026 Mali Yasası’nı Rajoelina’nın bıraktığı taslakla, “değişim işaretleri” ekleyerek hazırlamaya koyuldu. Üst gelir vergisi yüzde 25’e çıkarıldı. Kamu çalışanları bütçesi yüzde 26,16 arttı, fakat bu artış genel zamla değil, öğretmenlere ve sağlık çalışanlarına verilen özel ek ödeneklerin artırılmasıyla sağlandı. Enerji ve inşaat alanlarında. Proletarya, bu “ortakların” işçilere ve gençlere kendi sınırları içinde ve dışında nasıl davrandığını görebilir.

Sınıf dayanışmasını inşa etmek; sendika yöneticilerinin derhal AMMEN platformundan ayrılmasını talep etmek; yerel eylem komiteleri, seçilmiş grev komiteleri, karar alıcı genel kurullar kurmak bugünün görevidir. İşyerlerinde, mahallelerde, üniversitelerde, okullarda, kırsalda… Parlamenter oyalamaya ve yoksulluğu uzlaşmalarla kalıcılaştıran çıkmazlara teslim olmamak için.

Halk mücadelesi organlarının delegelerini seçmek, bu organları merkezileştirmek, öz savunma birimlerini örgütlemek; sömürülenlerin ve ezilenlerin gerçek hükümetini yaratmanın temelidir.

Sınıf dayanışmasını güçlendirmek; dünyanın bu bölgesindeki ve diğer bölgelerdeki mücadeleci işçilerle bağlar kurmak; dünya sosyalizmi programını sahiplenmek; devrimci işçi enternasyonalinin Madagaskar seksiyonunu inşa etmek için mücadele etmek bilinçli militanların görevidir. Sürekli Devrim Kolektifi ve seksiyonları bu mücadelenin içindedir. Bize katılın!

7 Kasım 2025