Lyon yüksek eğitim ve araştırma genel asamblesi tarafından kabul edilen karar
Hükumetin taslağı, yasal emekliliğe ayrılma yaşını 62 yaşından 64 yaşına çıkarmaktadır, şayet eksik aylar varsa bu 67 yaş olmaktadır. Aynı zamanda tam emekli maaşı alabilmek için gerekli prim yatırma süresini 42 seneden 2027 senesinden itibaren 43 seneye çıkarmaktadır. Kapitalizm için iyi bir emekli, ölü bir emeklidir.
Bu taslak aylar boyunca sendika yöneticileri ile görüşülmüştür. Evvelki aylarda nasıl müzakere edilebilecek bir metin değil idiyse, günümüzde kabul edilebilir veya değiştirilebilir değildir. Bu taslağın geri çekilmesini talep ediyoruz!
Hükumet, tekrarlanan eylem günlerinden, “mühim vakitlerden”, “uzun süreli eylemlerden” hiçbir şekilde korkmamaktadır! Her defasında her şeyin yoluna girmesi için bir sonraki günü beklemektedir. Şu veya bu sektörde yalıtılmış tekrar edebilen grevler ise daha başka bir netice vermeden en mücadelecileri yormaktadır.
Galip gelmek için mesele uzun süre dayanmak değil, en kısa zamanda kazanmak için hep beraber elimizden geldiği kadar kuvvetli darbe indirmektir, taslak geri çekilene dek genel grevdir. Sendika yöneticileri, derhal taslak geri çekilene dek genel grev çağrısında bulunun! Genel grev için teşkilatlanalım!
Kalan zaman sınırlıdır
Aday Macron, 12 nisan 2022 tarihinde yaşı 64’e erteleyerek emekliliğe karşı saldırıda bulunacağını açıklamıştı. İşbaşına getirdiği hükumet, 3 ocak tarihinde sendika yöneticilerini çağırarak derhal bu saldırıyı hazırlamaya başladı ve sendika yöneticileri bu çağrıya uydular. Bakanlar konseyi kanun taslağını 23 ocak tarihinde kabul etti. 31 ocak tarihinden beri meclis bu mevzuyu görüşmektedir. Kanunun, kabul edilirse eylül ayında yürürlüğe girmesi beklenmektedir.
Mevzubahis işsizler, hastalar ve emekliler olduğunda kasalar hep boştur, kamu hastaneleri ve kamu eğitim hizmetleri için kasa boştur. Fakat iş polise, askerlere ve patronları sübvanse etmeye geldiğinde, kasa dolu görünmektedir. Burjuva devlet, üreticilere düşen toplumsal zenginlikleri azaltmayı (doğrudan veya dolaylı maaş, zengin olmayan mahallelerde eğitim, kamu sağlık hizmetleri) ve buna paralel olarak sömürenlere düşen payı arttırmayı (kâr, faiz, kiralar…) hedeflemektedir. Bunu gerçekleştirmek için hükumet, emekçileri gençler ve ihtiyarlar, Fransız vatandaşları ve ecnebiler arasında bölmeyi denemektedir…
“Reformist” milletvekilleri tarafından teklif edilen değişiklik önergeleriyle sendika yöneticileri tarafından açıklanan eylem günleri hükumetin ellerini serbest bırakmaktadır
LFI, PS ve PCF milletvekilleri ve senatörleri 31 ocak tarihinden beri değiştirilemeyecek bir taslak için değişiklik önergeleri sunmaktadırlar. 24 ocak tarihinde hiçbir gerçekleşme şansı olmayan bir referandum projesi sunmuşlardır. Macron ile Borne [Başbakan], emekliliğe karşı taslağın parlamentoda kabul edileceğini bilmektedirler. En kötü durumda, de Gaulle’ün Anayasa’sının 38, 47.1 ve 49.3 maddelerini kullanabilirler.
CFDT, CGT, FO, SUD, FSU, UNSA… sendikalarının şefleri şu anda son derece önemsiz bir imza kampanyası sürdürmektedirler ve tekrardan 7 ve 11 şubat tarihlerinde gösterilerde bulunulması çağrısı yapmaktadırlar. Ulaşım sektöründe, SUD ile CGT 8 şubat tarihinde ilave bir eylem günü çağrısı yapmakta, buna ek olarak şubat ayı ortasından itibaren tekrar edebilen grev çağrısı yapmaktadır. Enerji sektöründe (EDF, rafineriler), iki ilave eylem günü söz konusudur: 6 ve 8 şubat. Macron ile Borne aralıklı grevlerin, “eylem günlerinin” ve “mühim vakitlerin” 2003. 2010, 2013 ve 2019 ila 2020 senelerinde olduğu gibi saptırma yapmasını ve en mücadelecileri yormasını beklemektedirler. Balon uçurma, meşale yakma veya imza kampanyaları ise daha bile az umurlarındadır.
Hükumeti mağlup etmek için kolektif kuvvetimizi kullanalım
19 ve 31 ocak gösterileri ile grevleri, Macron ve Borne’un emekliliğe karşı kanun taslağının maaşı çalışanlar tarafından nasıl reddedildiğini göstermiştir. Fakat bu, Başbakan’ın 29 ocak tarihinde “emeklilik yaşı olarak 64 yaş artık müzakere edilemez” beyanında bulunmasına mani olamamıştır. Ancak bu, Cumhurbaşkanı’nın 30 ocak tarihinde taslağın “paylaşımlı sistemimizi kurtarmak için vazgeçilmez” olduğunu iddia etmesine mani olamamıştır, halbuki “sistem” kapitalizmden ayrılamaz olan kitlesel işsizlik yüzünden hastadır ve 1945 ila 2023 seneleri arasında devletin karar verdiği birçok işverenlere yönelik prim tenzilatları veya iptalleri onu boğmaktadır.
Galip gelmek için, sektörler ve zaman arasına serpiştirilmiş grevler mekanizmasını aşmak ve emekliliğe karşı kanun taslağı geri çekilene dek herkesin, beraber grevini dayatmak icap eder. Bu da haziran 1936 veya mayıs 1968 tarihlerinde olduğu gibi genel grevdir.
Her yerde genel grev için eylem komiteleri oluşturalım. Sendikalarda ve genel asamblelerde, 31 ocak tarihli Lyon kararını misal alalım!