Kararlı, tutarlı ve ileriye dönük sosyalist bir taktik, kitlelerde emniyet, itimat ve mücadelecilik hissi oluşturur; tereddütlü, zayıf ve proletaryanın kuvvetini küçük gören bir taktik ise kitleyi felç eder ve kafasını karıştırır. (Rosa Lüksemburg, Kitlesel Grev, Parti ve Sendikalar, 1906)
Kaybetme makinesi aşılageldiği gibi işliyordu
Şimdiye dek, her şey Macron-Borne hükumetinin öngördüğü gibi gelişmekteydi, tüm burjuvazinin lehine:
- 11 nisan 2022 tarihinde, cumhurbaşkanlığı seçiminde burjuvazinin esas adayı yani önceki cumhurbaşkanı Macron, emekliliğe ayrılma yaşını 65 yaşına çekeceğini beyan etmişti.
- 24 nisan 2022 tarihinde ikinci turda “reformist” partilerin (FKP, PS, LFI…) ve sendika şeflerinin ekseriyetinin (CFDT, CGT, UNSA, FSU, CFTC…) yardımıyla seçildi.
- 15 eylül 2022 tarihinde, (dolgun maaşlarla CFDT, CGT, FO, UNSA, FSU, CFE-CGC, CFTC sendikalarının temsilcilerinin yer aldığı) Emeklilik Yönelim Konseyi hükumete finansman sorununun altını çizen senelik raporunu sunmuştu. Hiçbir “Trokçist” teşkilat, “maaşlı çalışanların temsilcilerinin” bu sınıf işbirliği teşkilatından çıkmaları yönünde beyanda bulunmadı. LO’nun, NPA’ların, POI’lerin, RP’nin… fırsatçılıklarının kaynağı, sendikal aygıtlarda bulunmalarıdır.
- Eylül ayından aralık ayına dek, Çalışma Bakanlığı’nda “sosyal partnerlerle görüşmeler” tertip edilmiştir, tüm sendikal yönetimler Dussopt ile rahatça Macron tarafından açık bir şekilde ilan edilen gerici projeyi görüşmüştür. Hiçbiri kapıyı çarpıp görüşmeleri terk etmemiştir. PS, PCF, LFI, LO, NPA, RP, POI, POID mensubu sendika yetkilileri sendikal teşkilatlarda hiç ses çıkarmamışlardır.
- 30 kasım 2022 tarihinde, başbakan “sistemin dengesini muhafaza etmek” için emekliliğe ayrılma yaşını ileriye taşımak gerektiğini beyan etmiştir.
- 8 aralık tarihinde, sendikal şefler Borne [Başbakan] tarafından Matignon’da kabul edilmişlerdir. Tümü Başbakana “tekliflerde” bulunmuşlardır.
- 3 ve 4 ocak 2023 tarihlerinde, Borne Matignon’a “sosyal partnerleri” çağırmıştır, hiçbir sendikal yönetim (CFDT, CGT, FO, UNSA, CFE-CGC, CFTC) emekliliğe karşı kanun taslağını görüşmeyi reddetmemiştir.
- 23 ocak 2023 tarihinde, Bakanlar Konseyi emekliliğe karşı kanun tasarısını kabul etmiştir.
- 6 şubattan 16 marta dek Parlamento, hükumetin kanun tasarısını görüşmüştür. “Reformist” partilerin milletvekilleriyle senatörleri (LFI, PS, PCF) değiştirilemeyecek kadar kötü bir metin için değişiklik önergeleri vermişler ve referandum tehdidinde bulunmuşlardır (halbuki şimdiye dek parlamenterlerin inisiyatifiyle hiçbir referandum yapılmamıştır).
Öte yandan, teklif ve müşterek yönetim sendikalizmi, genel greve karşı 2003, 2010, 2013 ve 2019 ila 2020 senelerinde mağlubiyete yol açan mekanizmayı tekrar hayata geçirmiştir:
- 18 ocak tarihinde, Martinez (CGT) “mümkün olan her yerde tekrar edebilir greve gitme” çağrısında bulunmuştur.
- 19 ocak tarihinden itibaren, birleşik sendikal şefler bloku (CFDT, CGT, FO, SUD, UNSA, FSU, CFE-CGC, CFTC) “eylem, grev ve gösteri günleri” kararı almıştır, ilk defasında kanun taslağının geri çekilmesini bile talep etmeden.
- “Sendikalar Birliği” isteyenleri “tekrar edebilir greve” davet etmiş, aynı zamanda Parlamento’nun kanun taslağı hakkında bir karar alması gerektiğini izah etmiştir, halbuki emekçilerin isteği bu metnin koşulsuz geri çekilmesidir.
- İşçi hareketinin siyasi teşkilatları (PS, PCF, LFI, LO, iki NPA, RP, UCL, iki POI, PCRF ve PRCF…) “sendikalar birliğini” desteklemiş ve emekçileri onun çağrılarına itaat etmeye çağırmıştır, yani eylem günlerini her ne kadar “kafi gelmeseler de” “bir tramplen” gibi değerlendirmiş ve genel grev için mücadelenin yerine tekrar edebilir grevleri koymuştur. (1, 2)
- 7 mart tarihinde, 3 milyon kişi gösterilere iştirak etmiştir. Akşam vakti sendikal şefler, herkesin metin geri çekilene dek beraberce greve gitmesi çağrısında bulunmaktan ziyade, “sosyal patlama tehlikesinden” yakınmışlar ve karşı reformun yazarıyla görüşme talebinde bulunmuşlardır.(3)
- 11 mart tarihinde hâlâ 1 milyon gösterici bulunmuştur. Akşam vakti sendikal şefler, genel grev çağrısında bulunmaktan ziyade (burjuva partilerden %78 milletvekili ve senatör içeren) Parlamento’dan ve hükumetten (Borne ile Macron) bir referandum tertip edilmesini talep etmişlerdir. (4)
Genel grev için mücadele
17 ocak tarihinde, Rhône bölgesinin itfaiyeciler sendikası aşağıdaki kararı kabul etmiştir:
Hükumetin projesi, yasal emekliliğe ayrılma yaşını 62’den 64 yaşına çekmektedir. Tam emeklilik maaşı alabilmek için gereken prim ödeme sene sayısını 42’den 43 seneye 2027 senesinden itibaren artırarak Touraine reformunun uygulanmasını hızlandırmaktadır. Bu proje aylarca sendikal yöneticiler ile görüşülmüştür. Günümüzde, dün olduğu gibi müzakere edilemez ve değiştirilemez. CGT yöneticileri, metnin tamamen geri çekilmesini talep edin. Ne birbiri ardına eylem günleri, ne “mühim zamanlar”, ne de uzun süren eylemler metnin geri çekilmesine imkân sağlayacaktır, hükumet bunları dikkate almamaktadır, her zamanki gibi ertesi gün her şeyin yoluna girmesini beklemektedir, ki bu da 2003, 2010, 2013 senelerindeki geçmiş mücadelelerdeki gibi mağlubiyete yolu açmaktadır. Galip gelmek için mesele ne kadar uzun süre dayanabileceğimiz değil, beraberce en süratli şekilde kazanmak için en sert darbeyi indirmektir ve bunun için slogan şu olmalıdır: taslak geri çekilene dek genel grev. CGT Konfederasyonu derhal taslak geri çekilene dek genel grev çağrısında bulunmalıdır.
31 ocak tarihinde, Lyon Yüksek Eğitim Genel Asamblesi aşağıdaki kararı kabul etmiştir:
Hükumetin projesi yasal emekliliğe ayrılma yaşını 62’den 64 yaşına çekmektedir, prim eksiği varsa bu yaş 67 olmaktadır. Tam emekli maaşı almak için prim yatırma süresini de artırmaktadır, bu süre 2027 senesinden itibaren 42 seneden 43 seneye geçecektir. Kapitalizm için iyi bir emekli, ölü bir emeklidir. Bu taslak aylarca sendikal yöneticilerle görüşülmüştür. Evvelki aylarda nasıl müzakere edilemez bir metin idiyse, bugün de ne kabul edilebilir ne de değiştirilebilir. Tamamen geri çekilmesini istiyoruz! Hükumet birbiri ardına gelen eylem günleri, “mühim zamanları”, “uzun düren eylemleri” kâale bile almamaktadır! Her defasında ertesi gün her şeyin yoluna girmesini beklemektedir. Şu veya bu sektörde birbirlerinden yalıtılmış tekrar edebilir grevler başka bir neticeye ulaşamadan en mücadelecileri yormaktadır. Galip gelmek için mesele ne kadar uzun süre dayanabileceğimiz değildir, beraberce en süratli şekilde kazanmak için en sert darbeyi indirmektir, taslak geri çekilene dek genel grevdir. Sendika yöneticileri, derhal taslak geri çekilene dek genel grev çağrısında bulunun. Genel grev için teşkilatlanalım!
2 mart tarihinde, Nantes kentinin su arıtma emekçilerinin genel asamblesi ekseriyetin desteğiyle şu kararı almıştır:
DOPEA’nın genel asamblesi, yerel ve milli sendikalar birliğine genel grev çağrısında bulunmaları için tavır alır.
7 mart tarihinde Nanterre kentindeki genel asamblede, PCF-FLI-LO-NPA-POI-RP sendikal ve siyasi sorumlular bloku aşağıdaki kararın alınmasına salon boşaldıktan sonra UL-CGT şefi (LO mensubu) tarafından metnin sunulmasıyla mani olmuştur:
Macron’u yenmek için tek bir çözüm vardır, metin geri çekilene dek genel grev kararı almak icap eder. Ülkenin blokajı, genel grev demektir! Hep beraber, genel grev demektir! Sendika yöneticileri, derhal tüm emekçileri, tüm gençliği metin geri çekilene dek genel greve çağırın. Sendika bölümleri, genel asambleler genel grev yönünde tavır almalıdır. Genel grev için her yerde teşkilatlanalım! Vakit geldi! (8 lehte, 17 çekimser, 12 karşı rey)
Kısıtlı imkânlarına rağmen, Marksist Enternasyonalist Grup iki aylık bülteninin iki sayısının manşetini genel greve ayırmış, ve genel grev için 6 bildiri dağıtmıştır.
Burjuva partiler arası görüş ayrılığı hükumeti zor durumda bırakıyor
Sermaye sınıfı, mesela Britanyalı Muhafazakar Parti’nin Avrupa Birliği’nde kalma mevzusunda 2016 senesinde bir referandum tertip etmesi ve bu meselede kendi bölünmesinin gösterdiği gibi daima rasyonel değildir. Burjuva partiler parlamentoda baskın vaziyettedir (milletvekili ve senatörlerin %85’i), fakat:
- Macronist blokun (Renaissance, MoDem, Horizons), milli mecliste sadece göreli bir ekseriyeti bulunmaktadır.
- Faşizme kayan RN, her ne kadar patronların yatırdıkları primlerde düşüş yanlısı olsa da (ki bu emeklilik rejiminin ve sosyal güvenliğin finansman krizine sebep olmaktadır) ve her ne kadar sendikalardan ve daha da fazla işçi grevlerinden nefret etse de, mümkün olan en erken tarihte Marcon’un halefi olmak istemektedir.
- De Gaulle’cü LR temsilcileri emekçilere karşı saldırıyı destekleseler de Macron’un müttefikleri olarak görünmek istememektedirler.
Her ne kadar LR ekseriyeti bulunan Senato taslağı kabul etmiş olsa da, Milli Meclis’te LR milletvekilleri bölünmüş vaziyettedirler. Bu sebeple Macron ile Borne sonunda 16 mart tarihinde Gaulle’cü Anayasa’nın 49.3 maddesine başvurmuşlardır. Bu, PS ile PCF partilerinin 1981 senesinde milletvekillerinin mutlak ekseriyetini ellerinde bulundurduklarında bu Anayasa’yı muhafaza ettiklerinden dolayı bildikleri gibi 5. Cumhuriyet’te tamamen alışılageldik bir durumdur.
Buna rağmen general de Gaulle’ün hayranı “reformist” partiler (LFI, PS, PCF) sanki son derece rahatsız olmuş gibi yapmaktadırlar. Başbakan mecliste 16 mart tarihinde söz aldığı vakit, “sosyal patlamadan” korumak istedikleri baskın sınıfa Fransız kapitalizmi ve burjuva devletle değil sadece Macron ile bir sorunları olduğunu göstermek için La Marseillaise’i [Fransız Milli Marşı] söylemişlerdir. Mayıs ila haziran 1968’deki genel grev esnasında emekçiler ile öğrenciler Enternasyonal’i söylemekteydiler. UDR’in karşı göstericileri ile CDR ve SAC (LR’in ataları) grev karşıtı çeteleri ise 1871 senesinde dünyanın ilk işçi hükumeti olan Paris komününü ezen Versaylıların üç renkli simgesini [Fransız bayrağı] taşıyor ve La Marseillaise’i söylüyorlardı.
Fakat Milli Meclis’in karşısındaki Concorde meydanında ve birçok kentte protestoda bulunan emekçiler ile gençler, La Marseillaise’i söylemiyorlar. Hâttâ bazıları “Meclis ne kadar kabul ederse etsin, sokak bu taslağı geri çektirecektir!”, “Emmanuel Macron, patronların Cumhurbaşkanı, seni yerinde bulmaya geliyoruz!” diye bağırmışlardır. Baskı kuvvetleri bunları her yerde şiddet kullanarak dağıtmışlardır.
Aynı ve ertesi gün, polisler çöp kamyonu parklarındaki veya yakım fabrikalarındaki grev noktalarına saldırmış, aynı zamanda hükumet Paris kentindeki grevci temizlik işçilerini mecburi hizmete almaya karar vermiştir.
Umudunu Milli Meclis’teki burjuva ekseriyete, de Gaulle’cü Anayasa Konseyi’ne veya bir referandum serabına mı bağlamalı?
Her ne kadar 49.3’e başvuruyu kınasalar da, 19 mayıs 2021 tarihinde polisler ile beraber gösterilere iştirak eden parlamenter ahmaklar 5. burjuva cumhuriyetin de Gaulle’cü kurumlarına bel bağlamaktadırlar.
Emmanuel Macron’un kalan vazife süresinin ilk günündeyiz. 49.3 ile 64 yaşında emekliliği ile, ki bunun ne parlamenter ne de halk meşruiyeti vardır, Macron ülkeyi bir rejim krizine savurmuştur. Kaos ekenler gensoru biçerler. (Mathilde Panot, Milli Meclis’te LFI grubunun başkanı, 16 mart)
Cumhurbaşkanı siyasi bir krize yolu açmıştır. Ülkenin bölünmesi anlamsız riskini almıştır ve kurumlara olan itimatsızlığı büyütmektedir (PS, Bildiri, 16 mart)
Yeniden ortaya çıkabilecek genel greve mani olmak için, sosyal-vatansever partiler Renaissance-LR ekseriyetli Parlamento’da “gensoru önergesi” öne çıkarmak için, “Anayasa Konseyi müracaatında” bulunmak için (ki o da en az 49.3 maddesi kadar antidemokratiktir) veya (RN tarafından da öne çıkarılan) “müşterek inisiyatifli referandum” tertip edilmesi için birlik olmuşlardır. Partizanlık ötesi denen bir gensoru önergesine RN ve LR’in bir kısmıyla kol kola rey vermek bazıları için hiçbir sorun teşkil etmemektedir çünkü onlara pusula vazifesi gören milletvekili reylerinin toplamıdır.
Hükumeti düşürmek mümkündür çünkü Milli Meclis’te birden fazla gensoru önergesi verilecektir (Jean-Luc Mélenchon, LFI şefi, 16 mart)
Partnerlerimizle irtibatlı bir şekilde bir gensoru önergesi verecek ve oylayacağız; Anayasa Konseyi’ne müracaatta bulunacağız; müşterek inisiyatifli bir referandum tertip edilmesine çalışacağız. (PS, Bildiri, 16 mart)
Macron’un reformu Mili Meclis’te azınlıktadır… PCF [Fransız Komünist Partisi] bu reform hakkında müşterek inisiyatifli bir referandum tertip edilmesini teklif etmektedir. Anayasa Konseyi tarafından kabul edilmesinin ardından 4.7 milyon imza toplamak ve Cumhurbaşkanı’nı bunu tertip etmeye mecbur etmek için dokuz ayımız olacaktır. Tüm bu süre zarfında reformun askıya alınması gerekecektir. İşte sendikal kuvvetlerle en büyük birlik içinde beraberce yürütebileceğimiz harika bir kampanya. Devasa bir umut bize kapılarını açıyor. (PCF, Bildiri, 16 mart)
Seçmene danışma ihtimali sadece derhal genel greve yani toplumdaki zenginlikleri üretenlerin birleşik kuvvetine mani olmaya yaramaktadır. Bu bir yanılsamadır çünkü “müşterek inisiyatifli referandum” 5 milyon seçmenin ve en az 185 parlamenterin desteğine ihtiyaç duymakla kalmaz, aynı zamanda bir seneden az bir süre zarfında yürürlüğe giren bir kanunu iptal etme maksadını güdemez.
Sendikal bürokrasi ve muavinlerinin tarafı
Sendikal bürokrasiler bloku Parlamento’daki reformist partiler ile “ciddiyetle” hükumetin bir “kriz” mesuliyeti taşıdığını izah etmek için yakınsama içindedir. Buna rağmen, vahim görünen bir vaziyete karşı ritüel bir şekilde yeni bir “eylem günü” kararı almakla yetinmektedir.
Sendikalar birliği, ciddiyetle yürütmenin hakiki bir demokrasi reddi olan bu kararından gelen sosyal ve siyasi krizin altını çizer… Sendikalar birliği bu hafta sonu sendikalar ile toplanmalar tertip edilmesi ve gelecek 23 mart günü yeni, büyük bir grev ve gösteri günü düzenlenmesi çağrısında bulunmaktadır. (CFDT, CGT, FO, SUD, UNSA, FSU, CFE-CGC, CFTC, Bildiri, 16 mart)
Şimdiye kadar “sendikalar birliğine” sendikaların “bağımsızlığı” namına itaat eden POID, artık birliğe genel grev çağrısında bulunması telkinini yapmaktadır.
Her şey, sendikal konfederasyon yöneticilerinin vakit geçirmeden genel grev çağrısında bulunmalarında odaklanmaktadır. (POID, Bildiri, 16 mart)
POID için, üç aydır bilinen kanun taslağı değil, 49.3 maddesine başvurulması genel grev meselesini ortaya koymaktadır.
Sendikal şeflerin diğer muavinleri ise “tekrar edebilir grevlerin yayılması” ile yetinmektedirler, böylece talep karşılanana dek derhal herkesin beraberce mücadelesi çağrısı yapmayı reddeden bürokrasilerin mesuliyetini örtbas etmektedirler. Karışıklığı daha da kötü hale getirecek bir şekilde, artık genel grev terimini kabul etmektedirler, ama onu sulandırmak şartıyla. NPA, le POID, RP, UCL, vs. için genel grevi “inşa etmek” gerekmektedir. “Genel greve doğru ilerlemek” gerekmektedir. Yani acil bir mevzu değildir bu. Ayrıca “uzun süre dayanmak” icap eder onlar için. İhtişamlı bir şekilde sendikalar birliğinin “stratejisi” olarak isimlendirdikleri şey sadece “yetersiz” kalmaktadır onlar için, halbuki sendikal şefler ellerindeki her imkânı emekçilerin birleşik mücadelesine mani olmaya çalışmak için kullanmaktadırlar.
Macron’a karşı galip gelmek, geniş bir tekrar edebilir grevle mümkün olacaktır. Bunu gerçekleştirmek için sendikalar birliği açıkça tekrar edebilir grevi genişletme çağrısında bulunmalıdır, Parlamento’da metnin geçiş şekli ne olursa olsun. (RP, 15 mart)
Sendikalar birliği 23 mart perşembe günü yeni bir eylem günü çağrısında bulunuyor. Bu çok geçtir, mevzubahis Macron’a son tahrikinin bedelini yarından itibaren, bu hafta sonundan itibaren, pazartesi gününden itibaren en çok sayıda grevleri ve ülkede her yerde eylemleri tekrar başlatarak ödetmektir. (NPA-C, 17 mart)
Tekrar edebilir grevler hükumeti istikrarsızlaştırmaya büyük ölçüde iştirak etmiştir. Bunları genişletmek için, bu mücadeleyi günlük bir seferberlik haline getirmek için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız, hareket her gün gündemde olmalıdır. Hedefimiz genel grevdir (NPA-B, 16 mart)
LO’nun yönetimi, duyarsız bir şekilde, genel grevden bahsetme ihtiyacını bile hissetmemiştir. LO, emekçilerin sesini duyurduğunu iddia etmektedir, fakat başyazılarında ve şirket bültenlerinde bürokratların sesini yaymaktadır.
Emek dünyası büyüktür. Kaynakları ve hiç bitmeyen bir yakıtı vardır: öfke. Bunu ifade etmeye devam edelim! Tereddüt edenleri saflarımıza katalım ve çarşamba 15 mart tarihinde ve sonrasında daha da çok sayıda grevlerde ve gösterilerde buluşalım! (LO, 13 mart)
İki aydır esas sloganı, çarpıcı bir ekonomizmden ibarettir: “Maaşları arttırın, emekliliğe ayrılma yaşını değil!”. Bu talep kime yöneliktir? Hükumetin emekliliğe karşı saldırısı başarılı olursa patronlardan talebin karşılanması nasıl elde edilebilir? Emekliliğe karşı siyasi saldırı genel grev olmadan nasıl püskürtülebilir? Genel greve genel olarak sendikal bürokrasilerle özel olarak da CGT bürokrasisiyle mücadele etmeden nasıl ulaşılabilir?
Mücadele edin işçiler diye rıza gösterir bizim dar kafalı, mücadele edin ama galip gelmeniz yasaktır! (Vladimir Lenin, Proleter İhtilal ve dönek Kautsky, 1918)
Merkezciler için konfederasyonların karar verdikleri eylem günlerini “yaymak” ve federasyonların karar verdikleri tekrar edebilir grevleri “genelleştirmek” kafidir. Genel grev için kendi birçok sendika sorumlularının sendika dahilinde en ufak bir mücadelesinden bahsetmezler. Bu kıvranmalarının sebebi gençlikte ve işçi sınıfında bir taban muhafaza etmek istemeleri ama aynı zamanda Fransız kapitalizmini müdafaa eden yozlaşmış sendikal yönetimlerle mücadeleden kaçınmalarıdır.
Genel grev için, bürokratik aygıtları aşmak için mücadeleyi reddetmek, kapıyı esnaf vitrinleriyle otobüs duraklarını yakıp yıkarak ihtilale hizmet ettiklerini iddia eden serserilerle Black Blocks’ların ahmak ve azınlıktaki şiddetine ardına kadar açar.
Başarısızlık halinde, ustaları gibi sendikal şeflerin uşakları mesuliyeti işçi sınıfının kendisine yıkacaklardır (LO’nun bahsettiği “tereddüt edenler”).
Macron’u yenmek için: genel grev!
“Eylem günleri” zararsızdır, “tekrar edebilir grevler” ise mücadeleci sektörleri yalıtmakta, işçi sınıfını bölmektedir. Gensoru önergeleri ve referandumlar proleter sınıf mücadelesine karşı burjuva kaçamak taktikleridir.
Haklarımızın yeniden gerilemesine mani olmak için çok geç değildir. Sendikalarda, gösterilerde ve genel asamblelerde şu taleplerin yükseltilmesi icap eder:
Mecburi hizmete hayır! Grevlerin ve gösterilerin polislere ve serserilere karşı öz müdafaası sağlansın!
Sendika yöneticileri, derhal Macron kanunu kaldırılana dek genel grev çağrısında bulunun!